S~27~

166K 5.8K 409
                                    

-Damla Acar-

 Omzumun dürtüklenmesiyle gözlerimi açmıştım. Açmıştım açmasına da midemin bulantıları yine başlamıştı. Ve bu da yüzümü buruşturmama neden oluyordu. Olağan üstü bir bulantı yaşıyordum. Bu her hangi bir kokuya veya yemeğe karşı duyulan mide bulantısı değildi. İçim dışına çıkacakmış gibi hissediyordum. Sanki tüm organların içime fazlaymış gibi geliyordu. Bilemiyorum belki de normal bir şeydi bu. Sonuçta biz küçüklüğümüzden beri hamileliği, mide bulantısı ve baş dönmesi olarak özdeştirmiş bireylerdik. Bu yüzden belki de ben abartıyordum. Ama neredeyse tüm organlarımı çıkaracaktım!

Bir kez daha omzumun dürtüklenmesiyle yüzümü yana donup Demirle karşılaşmamız bir oldu. 
Bir şey demeden arabada göz gezdirmemle diğerlerinin olmadığını gark etmem sadece bir kaç saniyemi almıştı. Tekrar demire döndüm.

"Geldik mi?" dediğimde "Hayır" dedi.

Gelmemiştik madem niye kaldırıyordu ki beni! Gerçi kaldırmasa da ağzıma gelen midemle kısa süre sonra ben kalkacaktım ya neyse.

Diğerlerinin arabada olmaması aklıma gelince "Diğerleri nerede?" diye sordum.

"Yemek yemeye gittiler. Hadi inde bizde gidelim" dedi.

Bende bayağı açtım gerçekten. Midenin dili olsa çok sitem işiteceğim kesindi. Sabahta bir şey yemediğim göz önüne alınırsa bir hamileye göre bebeğimi cezalandırıyor gibiydim. En azından yemek yemeyi unutmamam gerekirdi.

"Tamam" diyerek arabanın kapısına uzandığımda Demirde kendi kapısını açıp çıkmıştı. Kapıyı açıp dışarı adım attığımda havanın soğuk ve karanlık olduğunu görmüştüm. Kaç saat uymuştum ki ben?

Adımlarımı benzinliğin biraz ilerisindeki yere doğru atmaya başladım. Market tarzı bir yerdi tam anlamıyla isimlendiremesemde dinlenme tesisi deyip geçmek en mantıklısıydı sanırım. Ama kabul etmek gerekirse pekte güzel olduğu söylenemezdi. Yine midemde oluşan bulantı yüzünden olduğum yerde çökerek bir elimle karnımı diğer elimle de ağzımı tuttum. Bu gerçekten olması gereken miydi?

Hemen başucuma gelen Demir benim gibi yere çöküp yüzüme tedirgin bir şekilde bakarak "İyi misin? Bir şey mi oldu?" diye sormuştu. Keyfimden böyle yaptığımı düşünüyordu sanırım!

Ağlamaklı çıkan sesine engel olamayıp "midem bulanıyor" dedim. Sesim çok bitkin ve çatlak çıkmıştı. 

"Hadi lavaboya gidelim" dediğinde kendimi toparlamaya çalışarak ayaklandım. 
Lavaboya gittiğimde midemdekileri çıkarmıştım. Gerçi bir şey de yememiştim ya neyse, olanda gitmişti.

Ağsımı ve Yüzüme bol su ile yıkayarak lavabodan çıkmış kapıda bekleyen Demirle içeri diğerlerinin yanına sessizce ilerlemiştik.

 

Masaya geldiğimizde Batuhan ile Arasın arasındaki boş yere oturduğumda Demir de çaprazıma oturmuştu. Yiyecek bir şeyler sipariş ettiğimizde kısa sure sonra istedikleriniz gelmişti.

Tabağımın içindekilerle oynarken içimi bir şeyler sıkıyordu. Daha ne kadar bu halimin devam edeceği korkusu tüm bedenimi sarmıştı. Hamilelik işi beni sarmamıştı (ayy beni de). Eğer böyle devam ederse bu bebek içimde kuruyup giderdi..

Batuhan "Kaç saattir uyuyorsun. Evden çıkmadan da düzgün bir şeyler yemedin aç değil misin?" diye sorduğunda üzgünce baktım.

"Acıktım" dedim. Gerçekten açtım da yiyemiyorum ki " Ama midem çok bulanıyor. Yiyemiyorum. İçim dışıma çıkacak gibi" dedim.

SahibimWhere stories live. Discover now