S~29~

181K 5.5K 427
                                    

-Damla Acar-

Ben yanımdaki bu adamı anlayamıyordum. Bunca yasadıklarımdan sonra nasıl olurda ‘Unutursun’ diye biliyordu. Nasıl bunca şeyi unutabileceğime olanak veriyordu. Yaşadıklarım basit şeyler değildi ki.. Farkına varamıyor muydu bunun? Orada neler çektiğimin hiç mi farkında değildi..


Ben onca şey yasarken simdi karışımdaki bu adam her şeyin yoluna gireceğini söylüyordu. Evet, doğru insanlar neler neleri unutuyordu. Ama elbette unutmak için belli nedenleri vardır. Ama benim hiçbir nedenim yoktu. Eğer unutmak istesem de bunun için ortam bile yoktu! Her şeyin başladığı, onca acının yaşandığı o evde onunla kalmaya devam ederken nasıl unuturdu ki insan. Kendi evimde bile kötü anılarım varken hem de. Böyle bir şey söz konusu bile olmazdı ki..


"Unutamayacağımı  ikimizde biliyoruz.." dedim. Bir kere de beni anlasın istiyordum. Tamam, vazgeçmiyordu ama en azından beni anlasın istiyordum. Bu kadar zor olmasa gerekti!!
Daha fazla bağırmaya başladı. "Unutmak zorundasın lanet olası!! Unutacaksın!" bu adam benim sebebim olacaktı. Artık bundan emindim. "İnsanlar neleri unutuyor yoluna devam ediyor. Sende unutacaksın. Alışacaksın.  İnsanlar anne babalarının yokluğuna bile alışıyor"
Artik pes etme noktasına gelmiştim. Ne desem vereceği bir cevap vardı. Böyle nasıl devam edecektik? Ben ona bakamazken, her şey aynıyken..


"Olmaz. Bunu görmek bu kadar zor mu? Böyle devam edemeyiz." dediğimde yine hiç beklemediğim bir şey oldu. Gelip birden sarılmıştı.


"Ederiz. Belki iyi başlamadık ama iyi bitirebiliriz. Yeniden..her şeye bastan başlarız.. Sıfırdan.. "


Gözlerimi yumdum. Ne desem değişmeyecekti, beni dinlemeyecekti. Bir şey demeyip öylece durdum.


Kapı çalındığında benden biraz uzaklaştı. "İki yabancı gibi.." dedikten sonra kapıya gidip açtı. Ne dediğini alamamıştım. Buna kafa yormayıp dağınık odada göz gezdirdikten sonra bende kapıya gittim. Annesi ve kardeşleri kapıdaydı. Kardeşleri bana üzgün bakarken anneleri de bana yaşlı gözlerle bakıyordu. İyi bir kadındı. Üzülmeyi en son hak edenlerdendi. Benim yüzümden böyle olmasını istemiyordum. Kadının bu üzgün görüntüsüne üzüldüğüm için yüzüne bakıp gülümsedim. 


Benim gülümsememle burukça gülümsedi. Herkes orada dikilmeye devam ederken, ben kapıdan çıkıp biraz ilerledim. Ben aşağıya inerken benim peşimden geldiler. Tam nereye doğru gitmem gerektiğine bakmak içi  durduğumda kadın mahcupça "Mutfakta çay içer miyiz kızım" diye sordu.


Her halde ona kötü davranacağımı sanıyordu. Ama ben başkasının  suçunu asla başkalarına yüklemezdim. Herkes kendinden sorumluydu.


"Olur" dediğimde gözle görülür bir mutluluk belirmişti yüzünde.

Her zamanki gibi Demirlerinde bizim peşimizden geleceğini biliyordum. Beni yanıltmayarak Batuhanlar mutfağa doğru yönelirken hiç beklemediğim bir ses duymuştum.


"Çocuklar biz salona geçiyoruz hadi.." en az benim kadar şaşkın olan Aras Efe ve Batuhan salona doğru giden Demirin arkasından bakıyorlardı. Bana da bakıp sonra Demirin arkasından gidince bende mutfağa doğru gittim. 


Mutfağa girdiğimde ocağa su koyuyordu. Masaya geçip oturup beklemeye başladım. Suyu koyup yanıma gelip oturduğunda elini elimin üzerine koydu.

"Kızım ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Sana bakmaya bile yüzüm yok.." dediğinde elinin üzerindeki elinin üstüne diğer elimi koyup sıktım. Bana bakarken "Bunların hiç biri sizin suçunuz değil. Kendinizi sıkmayın lütfen." dedim. Gözlerime minnetle bakarak "Sen çok yüce gönüllü birisin kızım" dediğinde ağlıyordu.

SahibimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin