Merhaba Canım okuyucularım.
Yeni bölüm geldi. Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.
Canımsınız😘😘😘
"Yadigar abla eline sağlık un kurabiyesi harika olmuş. Baray çok beğendi bir tabak daha istiyor." Narin tepsiden bir tane kurabiye ağzına attı.
"Hemen koyarım gelin hanımım. Yalnız un kurabiyesini küçük gelin yaptı." Narin'in ağızında dağılan kurabiye nerdeyse boğazında kalıyordu.
Masanın üzerindeki sürahiden bir bardak su doldurup içerken büyük saklama kabının içindeki un kurabiyelerini gördü. Gerçektende oldukça lezzetliydi.
Narinde Baray'ın kurabiye ve tatlı düşkünlüğünden dolayı sık kekler, kurabiyeler çeşit çeşit tatlılar yapardı. Kocasına kendi elleriyle yedirirdi.
Yadigar hanımın doldurduğu tabağı eline aldı mutfaktan çıktı. Eylül ayının gelmesiyle havalar yavaş yavaş soğumaya başlıyordu. Avlunun bir köşesinde oturmuş çaylarını yudumlayan ev halkına baktı uzun uzun. Kurabiye tabağını Baray'ın önüne koydu.
Bir kenarda kendi kendine çayını içen Ahugüzar'ı izlemeye başladı. Yüzünde hafif tebessümle elindeki telefona bakıyordu. Saçları her zamanki gibi dalgalı ve açıktı. Çok nadir topladığı fark etmişti. Üzerinde ki yeşil gömleğin üstün de sarı renkli hırkası vardı.
Sarı Baray'ın en sevdiği renklerin başında gelirdi. Hatta Narin'in sarı bir sürü iç çamaşırı geceliği ve giysisi vardı. Kocasının zevkine hitaben giyinirdi.
Bu kadar da tesadüf olamaz.
Narin kendini içten içe doldururken Ahugüzar hiç bir şeyi kasıtlı yapmıyordu. Baray'ın ne un kurabiyesini sevdiğinden ne de en sevdiği rengin sarı olduğundan haberi bile yoktu.
Evet kurabiyeyi Baray'ın dikkatini çekmek Narin'i kızdırmak için yapmıştı. Göstermeye çalıştığı şey sadece; sen kocamı alıp tatile gittin ama benim umurumda değil. Demeye çalışıyordu.
Üzerindeki sarı hırkayı da geçen sene doğum gününde Seren hediye etmişti. Akşam hava serin olduğundan üzerine giymek için hırka ararken gözüne çarptı, uzun zamandır da giymediğinden giymek istemişti.
Kafasını önündeki telefondan kaldırınca Baray'ın ikinciye gelen tabağıda neredeyse boşalttığını görünce ister istemez hoşuna gitti. Narin'in ise ona sinsi bakışları dikkatinden kaçmadı. Akşam yemeğinden beri onu ilk gördüğü suratsız haline dönmüştü. Onu üzmek kasıtlı isteği olmasada kadını hem haklı buluyor hemde haksız görüyordu.
Ahugüzar bu konağa ne kendi isteğiyle ne de Baray'ın aşkıyla gelmişti. Bu kadar düşmanlığıda hak etmediğini düşünüyordu. Narin'in ne kadar canı yanıyorsa kendisi misliyle acı çekiyordu. Narin ona göre bir sıfır öndeydi üstelik.
En azından onu seven, acısını almak için uğraşan sevdiği bir kocası var.
Saatin geç olduğunu gördüğünde kalkmak için ayaklandı. Geç uyduğunda sabah uyanmakta zorlanıyordu.
"İzninizle ben odama çıkıyorum. İyi geceler." dediğinde bütün başlar ona döndü.
"Hayırlı geceler kızım. Eline sağlık kurabiyeler enfesti." dedi Kenan ağa. Ahugüzar'ın marifetleri onun kulağına kadar gelmişti. Ümran hanım keyifle anlatmıştı kocasına gelinin oğlu için mutfağa girdiğini.
YOU ARE READING
DOĞUNUN KIZILI-AHUGÜZAR(tamamlandı)
General Fictionİstanbul'da yetişmiş, parlak bir gelecek hayali olan bir genç kız. Mutlu bir evliliği, çok sevdiği bir karısı olan bir adam. Onların yolları birbirini çok seven kardeşleri ile kesişti. Aşk hep doğru hissettirir mi? #özgürçicek
