23. Gönül rızası.

8.1K 302 66
                                    


Yorumlar ve oylar için çok teşekkür ederim.

Usanmadan bekleyen bütün okuyucularım bölüm size gelsin.


Ahugüzar'ın son sözcüklerinden sonra şaşkınca gözleri açılan Baray ne diyeceğini bilemedi.

Sessizlik büyüdükçe Ahugüzar Baray'ın hala tepkisiz kendisine bakıyor oluşuna sinirlendi.

"Üniversiteye gitmeme izin vermezseniz ne pahasına olursa olsun dönmeyeceğim.
Kararlıyım."

Baray yanında dimdik duran kıza uzun uzun baktı. Kendisinden istediği şeyin gerçekten farkında mıydı acaba?

O kadar basit olduğunu mu düşünüyordu? Ne pahasına olursa olsunmuş! Uzun süren sessizliğinin ardından söylemek isteğini çok şey vardı Baray'ın. Hangisinden başlaması daha doğru olurdu bilemedi.

"Sanırım düşünmeye ihtiyacın var. İyi düşün taşın karar ver. Bir kez daha yolumdan dönmeyeceğim."

Agugüzar yerinden hızla kalktı. Baray'ın cevap vermemesi ve tereddütlü bakışları içten içe onu üzmüştü. Zoru istediğini biliyordu. Madem bu adam onu sevdiğini idda ediyordu hayallerinden, geleceğinden mahrum etmemeliydi. Bileğinde hissettiği el tarafından çekilince Baray'ın kucağına düştü. Gözleri kesişince adamın keskin bakışlarının içinden geçtiğini hissetti.

Bakışlar! Bakışlar!
Bazen çok şey anlatan bazen de sadece boş olan bakışlar. İkisinin arasında bu güne kadar hiç anlaşma sağlamayan bakışlar. Ne o bakışların altında Ahugüzar kalır. Nede Baray bu yaramaz kıza bakmaktan usanır.

Dizlerinin üzerine düşen kızı sıkı sıkıya sardı Baray ne onu yarım bırakmak nede kendi yarım kalmak istemiyordu. Dudaklarını usulca kızın kulağına bastırdı. Masumane bir öpücük bırakırken kendin emin çıkan sesi fısıltısı halinde duyuldu.

"Elimi kolumu bağlamaya çalışıyorsun ama nafile. Benimle geleceksin küçük hanım. Karım olarak. Kadınım olarak. Çocuklarımı doğuracak anne olacaksın. Sen bana bu kadar çok şey verirken benden de istediğin herşeyi alacaksın. Aşkımı, sevdamı, benliğimi. Benden uzakta olmadığı sürece hayallerinin hepsini gerçekleştireceğiz. Sadece sabretmesini, herşeyin zamanın gelmesini beklemeyi bileceksin. Benim ağızımdan çıkmadıkça hiç bir lafa inanmayacaksın..."

"Sen benim için her söylenene inanırken ben sana tam teslimiyetle güveneceğim ha..."

"Eskiye sünger çekeceğiz. Herşeye baştan başlayacağız." Baray kızın ne ima ettiğini biliyordu. Öğretmen meselesi, birbirinden uzaklaştırmış fakat güzel günlerinin alt yapısını hazırlamıştı.  Hala Serdar öğretmenden haz etmiyordu. Aklına gelince bile kıskançlık damarları kabarıyordu.

"Beni tanımıyorsun. Ben seni tanımıyorum. Ümit verici konuşsanda ne demek istediğini anlamış değilim. Evet yada hayır. Bunun sabırla ne alakası var. Açık ol lütfen." 

"Üniversiteye gitmen ailem tarafından hiç hoş karşılanmayacaktır. Önce onları bu fikre alıştırmam gerekiyor. Ayrıca Mardin dışında başka il olmasıda imkansız. Ve önce bebeğimiz olacak."

"Oldu paşam... Başka emrin?"

"Ahugüzar..."

"Hem çocuk doğurup hem okula nasıl gideceğim? Zaten bir sene kaybetmiş durumdayım. Hem daha aramızda bebek için herhangi bir girişim dahi olmamışken nerden biliyorsun hemen hamile kalacağımı. Belki bir kaç sene olmadı o zaman ne olacak?"

DOĞUNUN KIZILI-AHUGÜZAR(tamamlandı)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon