14.Bendeki kokun!

7.4K 299 20
                                    

Lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin.

Seher'in elektrikli süpürgeyi açmasıyla Ahugüzar salondan çıktı. Doğruca odasına gitti. Aklına kitapçıdaki gün geldi. Hazar Demiroğlu bir kez onun sinirlerini alt üst etmiş küçük çocuk gibi köşeye sıkıştırmıştı. Bu akşam da kendisiyle uğraşır mı diye düşünmeden edemedi. Adamın oldukça cüretkar olduğu ortadaydı. Biraz yatıp dinlenmek ona iyi gelebilirdi. Şimdilik akşamı düşünmek istemiyordu.

Yatağına uzanınca sargılı eline baktı fazlasıyla dikkat çekiyordu. Yeni takılan camın görüntüsünün eskisinden farkı yoktu belki ama Ahugüzar her baktığın yaşadıklarını hatırlayacaktı.

Söylediği yalan Baray'ın nasılda kudurmasına hatta kendisine saldırmasına neden olmuştu. Gerçeği söylememek de kararlıydı. Zaten karısı olan bir adam sırf sevgilisi oldu diye onu istemeyecekse varsın istemesindi.

Yinede adamın o denli gözünün döneceği aklına gelmemişti. Resmen kendisine tecavüz edecekti. Ucuz kurtulduğunu düşünüyordu. Başka bir erkek asla bırakmaya bilirdi. Baray yine de ona iyi davranmıştı.

Doğunun her yerde anlatılan astığı astık, kestiği kestik erkekleri gibi değildi. Çok daha anlayışlı ve özverili bir erkekti. Yine de yaptıklarını kolay kolay affetmeyecekti.

*

Ahugüzar odasından çıktığında neredeyse hava kararmak üzereydi. Klasik misafir telaşı konağı sarmıştı. Avluda büyük bir masa hazırlanmış, bir kaç kızda salona misafir yemek takımlarını taşıyorlardı. Yine haremlik selamlık yapılacaktı anlaşılan. Kadınlar içeride erkekler dışarıda yemeğe oturacaklardı.

Mutfaktan gelen değişik kokular konağın dört bir yanını sarıyordu. Misafir geldiğinde yemeklere yardım etmesi için çağırılan Gülsüm hanımın sesi mutfakta çınlanıyordu.

Ahugüzar avluda her zamanki yeri olan sedirin üzerinde oturan düşünceli bir halde gözlerini tek bir noktaya sabitlemiş Fatma anayı gördü. Yanına gitti oturdu.

"Hayırdır babaanne iyi misin?"

"İyiyim gelinim. Sen nasıl oldun?" dedi Fatma ana.

"Ben gayet iyiyimde sen çok düşünceli duruyorsun."

"İyi ol gelinim beni de düşünme yaşlılık işte türlü türlü şey takılır insanın kafasına."

"Sen nasıl dersen babaanne." Ahugüzar Fatma anayı konuşturtmayacağını anladı yanında sessizce oturmaya  devam etti.

Fatma ananın aklı ise gelecek misafirdeydi. Hazar'ı bir zamanlar torunu kadar çok severdi. Baray'la aralarının Narin için açıldığı öğrendiğinde, Narin'i istememesinin bir sebebi de Hazardı.

Hazar hırslı ve tuttuğunu koparan bir gençti. Şeytan tüyü vardı sanki. Her konuda bir şekilde sivrilir öne çıkmayı başarırdı. Narin'in annesinin de o zamanlar bir kaç kez Hazar'ı damat olarak istediğini duymuştu. Hazar'ın Narin için kaç defa kapılarına gittiğini de biliyordu. Yinede Baray'ı, biricik torununu kıramayıp Narin'i gelin olarak kabul etmişti.

Konağın büyük kapısı açılınca Fatma ana ile Ahugüzar kapıya döndüler. İçeriye ince orta boylu, başında oyalı yazma olan  bir kız girdi. Giydiği daracık dizlerinin altına gelen siyah kalem eteği ve üzerinde yine hafif dar beyaz gömleğiyle zayıf olmasına rağmen ben burdayım diye bağıran kalçalara ve göğüslere sahip kız etrafı tarayan gözlerle inceledi.

DOĞUNUN KIZILI-AHUGÜZAR(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin