34. Gerçek Ahugüzar

6.2K 196 4
                                    

❤️❤️❤️❤️❤️

34. Gerçek Ahugüzar

Restoranın boydan boya cam kaplı duvarları dışarıdaki rengarenk ışıklarla bezenmiş harika Midyat'ı gözler önüne sererek enfes bir manzara sunuyordu. Genç kız sevdiği adamın kollarında 18 yıllık hayatının en güzel gecelerinden birini yaşıyordu. Yıldızları kıskandıracak kadar güzel, rengarenk ışıklarla parlayan Midyat'ın seyirlik hali insanın aklını başından alıyordu.

Karanlıkta duru güzelliği kat kat artan şehrin sessizliği, içinde yaşanan onca acıyı, zorbalığı ve kötülüğü  ışıl ışıl görüntüsüyle mükemmel şekilde saklıyordu. Işıl ışıl sokakları süsleyen taş evler sevdiğine kavuşamayacağı için ağlayan aşıklar, daha hayatın ne olduğunu bilemeden gelin olmaya hazırlanan küçük kızlar, sevdiğine kendi eliyle gelin odası süsleyen genç kızlar, bir sürü insanlık dışı sebepten ötürü töre kurbanı olan insanlara doluydu.

İnsan sevdiği için yargılanır mı?

Yargılanıyordu.

İnsan sevmediği biriyle evlenmek ister mi?

Çıkarlar söz konusuyken fikri bile sorulmuyordu gencecik fidanlara. Kız olsun erkek olsun büyükler evleneceksin dedikten sonra onlara kabullenmekten başka söz düşmüyor.

Kardeşim, bacım dediğin kişiyle bir yastığa baş koymak kolay mı?

Ölen ağabeyinin yasını tutamadan yengesine nikahlanan adamlar... Kocasının yasını yaşayamadan kardeşinin yatağına nasıl girerim? diye dertlenen kadınlar...

Ah Mardin. İçinde dışın kadar güzel olsaydı ya...

*

Ahugüzar başını Baray'ın omzuna yaslamış, kollarını da beline dolamış oldukları yerde sallanarak müziğe eşlik ediyorlardı.

Lütfen evlen benimle.

Havada asılı kalan cümle, üzerinden geçen dakikalar boyunca genç kızın tekrar tekrar düşünmesine ve kendini yeniden sorgulamasına yol açtı. Herşey çok ince düşünülmüştü. Şık bir restoran, yine oldukça şık hazırlan ve yalnız yenilen bir akşam yemeği. Kulakları mest eden müzik...

Normal şartlarda aşık bir kadının sevdiği adamdan sevgililer gününde böyle bir evlenme teklifi alması çok güzeldi.

Sevdiği adam...

Anahtar kelimede bu değil miydi? Seviyordu Baray'ı. Elinde değildi, hiç olmamıştı. Kalbini sessizce kazanmıştı adam. Yavaş yavaş ruhuna işlemiş, kendini kabul ettirmişti.

Ahugüzar çok savaştı kendisiyle. Defalarca inkar etti. Kaçtı. Kaderi kabullenmek çok zor oldu. Kendisini kaderine boyun eğmiş hissetti. Bol bol düşünmeye, yaşadıklarını tartmaya vakti oldu genç kızın. Defalarca başa döndü. Suskun kaldı hem kendini hemde sevdiği adamı cezalandırdı. Yine hiç değişmedi. Nasıl adam hayatına bir anda girdiyse birden birede kendine aşık etmişti. Bütün kaçışlar boşunaydı. Bütün kapılar ona açılıyor, bütün yollar hep ona çıkıyordu.

Sessiz gecen dakikalarda Baray'ın sorduğu soruya değil bir cevap tepki dahi alamamış olması adamı tedirgin ediyordu. Genç kızın sessizliği hiç bir zaman hayra alamet olmamıştı.

"Bir oğlumuz olsa adının ne olmasını isterdin?"

Sessizliği bıçak gibi yaran soru Baray'ı afallattı. Yine de hemen cevap vermektende alamadı kendini.

"Toprak."

Ahugüzar'ın yüzüne şüpheli bir gülümseme yayıldı. Aynı zamanda kafasında dönmeye başlayan tilkiler canını sıkıyordu.

DOĞUNUN KIZILI-AHUGÜZAR(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin