24. Ceza!

6.4K 211 24
                                    

(Bölümleri düzenlemiyorum olduğu gibi yayınlıyorum. Gece gece saçma sapan yorumlarla uykumu kaçıranlara inat)

24. Ceza!

"O çikolatayı seni azdırsın diye mi kaynatıyorsun? Adamı yoldan çıkarsın diye mi?"

Ahugüzar duyduğu kelimelerle baştan ayağa kıpkırmızı oldu. İçindeki kaynar suyun fokur fokur kaynayan tencerenin üzerine yerleştirdiği kaptaki çikolatada tamamen erimek üzereydi. Karıştırmaya devam etti.

"Of Seren. Sus artık. Git şu kapıyıda kapat. Biraz da sessiz ol. Duyacak diyorum sana." Dedi utancını gizlemeye çalışarak sahte bir sinirle. Baray salonda uzun zamandır çalışıyordu. Mutfakta ki sesler salondan çok rahat duyulabiliyordu. Tabi Baray yığın bir şekilde çalıştığını birliği için serenle rahat rahat konuluyordu. Bir kaç kez Baray'a kontrol etmiş işe tamamen odaklandığına emin olmuştu.

"Çok da umurunda kızım dün geceden sonra neyden utanıyorsun?"

"Utanıyorum ne var(!)?"

"Sana inanamıyorum. Çok büyük hayal kırıklığına uğradım."

"Ben kendime inanamıyorum, sen inanmasan ne olur?"

"İstedin yani."

"Herşey kontrolümün dışında gelişti... Ne bileyim... Bana kendimi harika hissettirdi."

"İs-te-din."

"Yavaş ol duyacak şimdi."

Ahugüzar ocağın üzerindeki çikolatayı karıştırmaya devam ederken bir yandanda bembeyaz mutfaktaki tek renkli eşyası olan rengarenk yemek masasının mor sandalyesini sorgu memuru gibi ters çevirip oturan Seren'le dün gece olanların tahlilini yapıyorlardı.

Gerçi Seren gece olanları duyduğundan beri sürekli Ahugüzar'a laf soksada bir yandanda bunun olacağını biliyordu. Yalan yoktu şimdi. Adam dibine kadar yakışıklıydı. Eee kıza da aşıktı. Unutmadan fena haldede sexydi. Tecrübesini de göz önünde bulundurursak bizim kızın adamı istememesi anormallik olurdu.

"Bundan sonra ne yapacaksın?" Dedi derin bir nefes alarak Seren. Arkadaşının mutluluğuna sevinsede daha sonra kırılmasından, üzülmesinden korkuyordu. Güçlü görünmeye çalışsada kırılgan bir kalbe sahipti Ahugüzar. Yarım bir ailede büyüyen arkadaşının aileye de evliliğe de çok önem verdiğini biliyordu.

"Şimdilik hiç. Bir kaç gün daha İstanbul'da kalacağız. Esas olay Mardin'e döndüğümüz de başlayacak."

"Yinede yerinde olsam bu kadar çabuk güvenmem."

"Doğruyu söylemem gerekirse ona güvenim tam. Tabi bunu ona söylemeyi düşünmüyorum."

"An be an herşeyi raporunu istiyorum. Haberin olsun."

Ahugüzar oçağın üzerindeki tencereyi çikolata kabıyla birlikte tezgahın üzerine koydu. Serenin yanına gitti. İki arkadaş birbirlerine sımsıkı sarıldılar.

"Bir daha ne zaman görüşürüz bilmiyorum."

"Saçmalama. Artık sıra bende. Şu konağa birde ben göreyim bakalım."

"Gelir misin?"

"Elbette geleceğim."

*

Ahugüzar elindeki tatlı tabağını Baray'ın önüne bırakırken, Baray gözü hala önündeki bilgisayar ekranına kilitli çalışıyordu. Bir haftadır çalışmaya çalışsada aklında yığın oluşturmuş düşüncelerden kendini işe veremediğinden hiç çalışamadı. Kahvaltıdan sonra Yıldıray ile uzun uzun iş hakkında konuştu, bütün öğleden sonrasını da Yıldıray'ın gönderdiği dosyaları inceleyerek geçirdi.

DOĞUNUN KIZILI-AHUGÜZAR(tamamlandı)Where stories live. Discover now