mauvaise nuit.

343 64 60
                                    

insanlar gider
ama
terk edişleri
kalır daima
//Süt ve Bal, Rupi Kaur.

4 ARALIK/ Bordeleau Şehri/FRANSA

Tom şehrimi terk edeli tam tamına on gün olmuştu. Veda mektubunu ilk okuduğumda bir kurşun yemiş misali kaskatı kesilmiş, fransız kalbim bunun ağırlığıyla bir süreliğine durmuştu sanki. Yine de ayakta durarak, hayatıma devam etmekten başka bir çare bulamamıştım ve Bordeleau'da ki sıkıcı yaşantıma tempo katarak devam etmenin bana bir nebze de olsa iyi hissettirebileceğini düşünmüştüm. Neyse ki hayattaydım.

Alain elinde tuttuğu birkaç patates kabuğu parçasıyla görüş alanıma girdiğinde, onun da oturabilmesi adına koltukta geriye çekildim. Oturmadan önce kabuklardan birini bana uzattı ancak dudak büzmekle yetinip, yanıma oturmasını ve şişen gözlerini patates kabuklarıyla kapatmasını izledim. "Aman tanrım, Adeline! Ne çok gözyaşı."

İzlediğimiz bir şov yüzünden neredeyse yarım saattir aralıksız ağlıyordu. Bir ara, burada Alain ile kafayı yemektense, Jade'in yanına giderek tüm gün müşterilerle uğraşmanın iyi olabileceğini bile düşünmüştüm. "Gerçekten işe yarayacağını düşünüyor musun? Daha çok garip büyükanne tariflerinden biri gibi duruyor." Gözlerimi ekrana kitledim ve yanımda oturan patates kabuklu beyefendiye gülmemek adına dudaklarımı iyice birbirine bastırdım.

"Sesini kes ve kanalı değiştir, yoksa birazdan bu patates kabuklarını sana yedireceğim, Adeline Bonnivard." Sesi aksi bir şekilde çıkınca, hiç itiraz etmeden masanın üzerinde duran kumandaya uzandım. Bizim aksimize, insanlar cumartesi gününü dışarıda geçirmeyi tercih etmişlerdi çünkü Bordeleau'da noel heyecanı vardı. Uzun caddeleri süsleyen kar, soğuk havaya rağmen neşeyle dolaşan insanlar, ve ışıl ışıl Bordeleau zamanıydı. Ancak benim bitmek bilmeyen acılarımın bir süre daha mutluluk denen kavramdan uzak kalması gerektiğine emindim.

O yüzden, başka acı verici bir program bulmak adına kanalları gezmeye çıktım fakat üçüncü denememde gördüğüm şey, bir süre beklememe neden oldu. Esme ile Tom, bir magazin programının kocaman attığı haber başlıklarının arasında, uzun sütunların önündeki masalardan birine konuşlanmış, keyifle yemeklerini yiyorlardı. Haberin açıklaması ise aynen şöyleydi; "Ünlü işadamı Tom Hiddleston, sevgilisi Esme ile neşeli bir şekilde yemek yerken görüntülendi!"

Alain duyduğu şeyler üzerine gözlerinde duran patates kabuklarını hızla indirdi, çoktan transa geçmiş bedenime kumandayı almak için uzandıysada, eli sadece havada öylece süzülmekle kaldı.

"Daha önce hiçbir sevgilisiyle görüntülenmek istemeyen Bay Hiddleston, yemek çıkışında oldukça önemli açıklamalarda bulundu.

Yakında evleneceklerini söyleyen ünlü işadamı, düğünlerini Fransa'da yapacaklarını ve yine yakın zamanda emekli olarak tüm zamanını ailesine ayırmak istediğini dile getirdi."

Alain bir kere daha şansını denedi ve bu sefer elimde duran kumandayı kaparak televizyonu kapattı. "Şu saçmalıkları izlemeyi bırakmalıyız." diye parladı. Aynı anda ayaklanmış, dışarı çıkacağımızı belli etmek adına portmantoda asılı olan ceketine doğru ilerlemişti. Normalde basit günler için şık ceketler giymezdi. Onun için ceket giymek, bugünün özel bir gün olduğu anlamına gelir, kendini Bordeleau beyefendileri gibi hissetmek istediğini söylerdi. Evet, Elroy'un doğum günüydü fakat koltuğun üzerinde gittikçe ağırlaşan bedenimin, bir kutlamaya hazır olup olmadığını kestiremiyordum.

𝐡𝐚𝐩𝐩𝐢𝐧𝐞𝐬𝐬 𝐢𝐬 𝐚 𝐛𝐮𝐭𝐭𝐞𝐫𝐟𝐥𝐲.|| 𝘩𝘪𝘥𝘥𝘭𝘦𝘴𝘵𝘰𝘯. Where stories live. Discover now