Başlıksız

1.4K 29 14
                                    

Herkese uzun zamandan sonra en içten sevgiler.
Yorumlarınızı,mesajlarınızı en önemlisi samimi dileklerinizi tek tek okudum. Yanımda olduğunuz, haklı bulduğunuz ya da bulmadığınız her konu için ve özellikle yardım etme çabalarınız için sonsuz teşekkür ederim.
Epeydir yazamadım. Ancak yazacak bir şeyim olmadığından değildi. Buraya içimi dökmek daha doğrusu özgürce kelimelerimi sarfetmek ne büyük nimet benim için. Şanslı sayıyorum kendimi. Yazamadım çünkü aklıma koyduklarımı yapamadım. Çok kesin bi kararla çıktığım yolda ne yazık ki yine engellere takıldım ve o engelleri aşacak gücü kendimde bulamadım.35 yaşındayım,hayatın bana öğretecekleri muhakkak ki bitmiş değil ama bu yaşa kadar yaşadıklarımla ve onlardan aldığım derslerle alakalı çok ama çok düşünme fırsatım oldu.
Cesaretimi, mantığımı, yapabileceklerimi ölçtüm tarttım. Bunu yaparkende olabildiğince cömert davrandım. Ailemi silebilirim, bir işte asgari ücrete çalışabilirim, çocuklardan çok zorda kalırsam vazgeçebilirim sandım. Şimdi siz "ne saçmalıyor bu mal" diyebilirsiniz ama doğrusu bu. Hayatı gerçek anlamıyla karşıma alıp gece gündüz düşündüm. Ve sonuç olarak boşanamadım. Ama denedim, yemin ederim bundan 4 ay evvel denedim. Bu konuyu çocukların babasına açtım ancak aldığım cevap aynıydı. Karşısına geçip oturdum. Hiç lafı dolandırmadan boşanmak istediğimi söyledim. "Sana aldıklarım da dahil bu evden bi iğne almadan siktir git" dedi. O an aptalca bir şey yaptığımı anladım. Konuşmakla çözülseydi işler buralara gelmezdi. Para biriktirip avukat tutarım diye düşündüm, elime geçen para yoktu. Kredi kartından çekerim dedim, açıklamasını hangi yalanla yapacağımı bilemedim. Yani işin özü,ben içimde birikmiş tüm öfkemle cesurca davranabilirim sandım, yanıldım. Siz bana korkak diyebilirsiniz haklısınız da. Çok gece bu soruyu sordum kendime. Çocuklar bir bahane olabilir miydi? Yok olamaz. İçinde merhamet,vicdan olan bir anne olarak (tüm o hataları yaparken anneliğin aklına gelmedi dediğinizi duyar gibiyim) onları arkamda bırakıp o kapıdan çıkıp gidemedim, gidemezdim. Onları alıp sefil bir hayata da sürükleyemezdim. Bu ikili arasında sıkışmış vaziyette, "neden 3 çocuk "diye de sordum kendime. Tek çocukla daha mı kolay olurdu her şey bilmiyorum. Ama bildiğim emin olduğum bir şey varsa o da benim yaşadıklarımın bundan sonra yaşayacaklarımın bedelini 3 küçük masumun ödemeyeceğiydi. Vazgeçtim.
Bu benim seçimim, bu benim kaderim diyip sineye çekmek bana yakışmasa da şimdilik öyleymiş gibi kabul edeceğim. Öyle de yapmasam nasıl çekilir ki bu allahın belası hayat. 1 ay evvel kas ağrıları için doktora gittim. Hem fibromiyalji hem de tükenmişlik sendromu olduğunu öğrendim. Stres altında kanser olmadığıma bin şükür. Çocukların yüzü suyu hürmetine diyorum artık. Bu sendromlar için doktor tavsiyesiyle antidepresan kullanıyorum. Ama çok fazla ağrı çekiyorum. Ağrılar dışında ilaç iyi geldi bile diyebilirim. Daha bir boşvermiş oluyorum olayları. ( O hiç değişmedi, hala saygısız,aşağılayıcı iğneleyici lafları son gaz devam ediyor) Görmemeye duymamaya çalışıyorum. Şiddet uygulamıyor.
Yeni bir eve taşındık.Taşındığımız yere hala alışamadım. Ancak çocuklarımı okula götürmeye başladım. Siz ne düşünürsünüz bilmem ama bu benim için mucizevi bir gelişme. Çünkü insan içine karışıyorum. Bazen kendimden tiksiniyor bazen çok seviyorum. Böyle karışık duygular içinde günler geçiyor. Asla geçmişime sünger çekmiyorum. Onlar yaşandı ve bende unutması affetmesi imkansız olan çok derin izler bıraktı. O izler anısına bile her gün bir kere daha Ondan nefret ediyorum. Biz sadece 3 küçük çocuğun anne ve babasıyız. Bunun dışında yabancı bile değiliz. Hatta aynı hayattan bile değiliz diyeceğim de abartmış olurum. Yine bedenim öfkeyle doldu, tepemin tası attı. Aklıma geldi de bir keresinde küçük kızımı solunum yolu enfeksiyonu sebebiyle çocuk hastanesi aciline götürmüştük. O anda ben ne kadar korkulu ve telaşlı isem, o aksine o derece rahat ve umursamazdı. Sıramızın gelmesini beklerken bile bana nefretle bakmış " gözlerini oymak, yüzüne kızgın yağ dökmek istiyorum ki seni bir daha kimse sevmesin,yüzüne bakınca iğrensin diye"demişti. Böyle bir insanı iki cihanda da dünyanın günahını işlemiş de olsam affetmem affetmeyeceğim. Asla hakkım helal değildir.
Çok sitemkar bir yazı oldu ancak benim de yazmam lazım iyi hissetmem için. Şu an saat 02:26 bu yazıyı bu saatte neden yazdım onu da bilmiyorum. Okuyanlara şimdiden teşekkürler.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 14, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Evli KadınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin