➰Bölüm İki : Suç Cezasız Kalmaz ➰

2.1K 87 120
                                    

Halide, Orhan Cavitle buluşmak üzere hazırlandı. Yatağının üstü kıyafetlerle doluydu. Halide , Esengül 'ü çağırdı. Esengül yatağın üstündekileri askılığa takmaya başladı bir taraftan da Halideye çiftlikten rapor veriyordu :

__ " Babanız bugün geç geldi yine. Dut gibi de sarhoştu hanımım. "

Halide siyah taşlı küpesini kulağına takarken " bir işler çeviriyor ama bakalım çıkar yakında" dedi. Esengülü daha fazla konuşturmadı. Zaten yarım saat de geç kalmıştı buluşacakları restoranta.

Halide odasından hızlı adımlarla çıktı . Çiftliğin merdivenlerini hızla iniyor bir taraftan da paltosunu giyiyordu. Kıpkırmızı paltosunu kırmızı rujuna uydurmuştu. Siyah kısa elbisesi siyah tül çorabın sardığı bacaklarını kusursuz gösteriyordu.

Halide arabaya bindi .Şoföre gidecekleri restorantın adresini verdikten sonra arabanın camını bir karış açtı. Hızlı yürümekten bunalmıştı içi.

Şoför gelecekleri restorantta durdu. Halide hızlı adımlarla restoranta girdi . Orhan Cavit 'in yüzünde beklemekten sıkılmış bir ifade vardı. Yine de ayağa kalktı , Halide 'nin oturacağı sandalyeyi çekti, mantosunu aldı üstünden.

Orhan Cavit 'in önünde siyah büyükçe bir kutu duruyordu. Halide bu kutunun ona ait bir hediye olabileceğini düşündü. Haklıydı da erkekler her şeyin başında kibar , nazik olurlardı. Pahalı hediyelerle onu şımartırlardı. Sonrasında hiç gelmezdi bu hediyeler.

Orhan Cavitle yemeklerini söylediler. Halide durgundu. Orhan bey sürekli kendinden bahsediyordu zira. Halide 'nin karşısında kasılıp kasılıp duruyor kendisini daha şişkin göstermeye çabalıyordu. Sporuna bedenine onun kadar özen gösteren kimse yoktu cemiyette. Halide bıkmıştı sürekli Orhan Cavit 'in sporundan , yediklerinden ,parasından konuşmaktan. Sadece onu ilgiyle dinliyormuş gibi yapıyor , yarım ağız gülümsüyordu Halide.

Onlar böyle otururken restoranta Orhan Cavit 'in arkadaşı geldi , onları görünce gelip hemen yanlarına oturdu.  Daha doğrusu Orhan Cavit bu arkadaşını masalarına çağırdı. Halide bu hareketi pek kaba buldu.Bu özel bir buluşmaydı ona sormamıştı yabancı bir adamın masalarına oturup oturmayacağını üstelik .

Halide yine de bu beyefendiye gayet nazik davrandı.

Bu adam veteriner İhsan 'dı. İhsan ve Orhan Cavit masada Halide 'nin varlığını unutup koyu bir erkek muhabetine daldılar. Halide sıkıldıkça sıkılıyor ama belli etmiyordu.

Orhan Cavit 'in ise kulağı İhsanda gözü Halide 'nin üzerindeydi. Halide 'nin yemek yerken hafif açılan dekoltesini süzüyordu.

Halide bıçağını yemeğinin kenarına bıraktı. Masadaki su dolu cam kadehe uzandı. Tüm bu hareketleri gözlerini ayırmadan izliyordu karşısındaki adam ,  Orhan Cavit.

Tedirgindi ve de rahatsız ilk defa bu adamla dışarda baş başalardı. Halide yemekten sonra onun evine gidileceğinden adı kadar emindi. Yeni bir eve , yeni bir tene , yeni bir kokuya alışabilecek miydi bilmiyordu ona hep zor gelmişti zira . Şimdi de zor geliyordu. Bir bardak su zor geçmişti boğazından.

Yusuf Ziya ile konuşacak ortak noktaları ortak zevkleri vardı lakin bu adam tamamen yabancı idi kendisine.

Tek bildiği para , hesaplar ; vücut takviyesi yağlar , vitaminler , haplardı. İri yapılı bir adamdı Orhan Cavit , Yusuf Ziya 'nın iki katıydı. Daha da şişmek , palazlanmak istiyordu. Halide gereksiz buluyordu onun isteğini dev gibi bir adamın yanında durmak istemeyeceğini düşündü. Güçlü kuvetli kollar pek ala iyiydi elbet ama hava basılmışçasına şişinmek de neyin nesiydi.

Lavanta TarlasıWo Geschichten leben. Entdecke jetzt