➰Bölüm On İki: Yangın➰

730 28 5
                                    

Günün ilk ışıkları Arısoy malikanesini aydınlattığında Halide uyandı kahvaltıdan önce sıcak bir banyo yapmak niyetindeydi. Lakin küvetinde değil hamamda.

Bu sebepten Esengül 'ü yanına çağırttı iki kadın havlularını göğüslerine sarınıp hamama girdiler.

Halide bunu sadece hamamı sevdiğinden yapmazdı bu vesileyle malikanede olup bitenleri de öğrenirdi dedikoducu Esengül 'den . Esengül bugün de bir taraftan halide 'nin kolunu keseliyor bir taraftan da dün olanları anlatıyordu :

__ " Siz gittiniz hemen arkanızdan saçları kömür karası gözleri yılan yeşili genç bir kadın içeri girdi. Fırat beyle görüşecekmiş bende aldım solana. Fırat bey kadının geldiğini duyunca çalışma odasından yangından mal kaçırır gibi indi hanımım ! Kadında bir işve bir cilve , topuğu vuruş ayağına , Fırat bey pansuman yaptı. Zaten ağzının içine düşüyordu. Kadının adı Ayşegülmüş. Viski içtiler , salondan taşıyordu gülüşmeleri , sohbetleri sizin gelmenize yakın da Fırat bey karnını doyurttu sonra da bir taksi çağırtıp evine yollatı soykayı ! "

Halide olanları dinledi . Esengül bire bin katarak anlatsa da Ayşgülün , Fırat 'ın üstündeki etkisini biliyordu. Daha düne kadar karıncayı incitmez kardeşi o kadın için adam dövmüştü .

Halide bu kadının kardeşinin başına daha çok iş açacağıı biliyordu , tedbirini alacaktı. Esengül dedikodusunu vermiş olmanın rahatlığıyla gülümsedi. Halide 'nin uzun siyah saçlarını omzuna atıp sırtını köpüklerken Halideyi didiklemeyi de ihmal etmedi :

__ " Hanımım çarşı pazar işlerinde İvanla size bende eşlik edebilirim isterseniz.

Halide bu iyi niyetin (!) amacını hemencecik tahmin ettiğinden sert bir cevap verdi:

__ " Gerek yok Esengül hem sen bana burada lazımsın. Bu arada Fırat bey hakkında anlattıklarını başka birinin ağzından duyarsam senden bilirim ! "

Esengül , Halide 'nin omzuna su dökerken yeminler ediyordu :

__ " Yok hanımım ! olur mu hiç ağzım sıkıdır kimselere söylemem Allah sizi inandırsın."

Halide içinden hem yalancı hem dedikoducu diye geçirdi. Banyo bittikten sonra odasına çıktı. Bugün Ayşegül 'ü bizzat ziyaret edecekti.

Dizlerinin üstünde biten zümrüt yeşili bir elbise giydi , saçlarını açık bıraktı siyah şapkasını ve siyah çantasını da dolabından çıkardı. En sevdiği kırmızı rujunu biçimli dudaklarına sürüp zümrüt sallantılı küpelerini de kulağına taktığında hazırdı.

Bugünlerde iştahı pek azaldığından kahvaltıya inmeden malikaneden çıktı. Kardeşine butiğe gittiğinin söylenmesini tembihledi. Oysa kardeşi dün içtiği viskilerin etkisiyle hala uyuyordu.

Halide , beyaz chevrolet 'ine atlayıp malikane 'nin toprak yolunun tozunu kaldırarak gözden kayboldu.

Yaklaşık yarım saat sonra Halide taş evde buldu kendini. Arabayı bir ağacın altına park ettikten sonra avlunun kapısını açtı. Mahir avludaydı. Arkası dönüktü kendisine , ud çalıyordu , İvan 'ın kendisine bahsettiği ezgiyi mırıldanıyordu Mahir.

Halide neredeyse parmaklarının ucunda hareket ediyor , Mahiri rahatsız etmek istemiyordu. Sesini dinlemek istiyordu , büyülenmiş gibiydi.

Mahir elini udun üstünde neredeyse kaydırıyordu. Ud 'un sesi rüzgarın esintisine karışan sesine eşlik ediyordu.

:

__ " Eskidi sevda sözleri

kalmadı aşkın izi

Lavanta TarlasıWhere stories live. Discover now