➰Bölüm Yedi : Kayıp ➰

1K 45 15
                                    

Halide , İkbal hanım 'ın fabrikasının önünde durdu. Atını bir ağacın altına bağladıktan sonra fabrikanın etrafında dolanmaya başladı. Arada bir parmak uçlarında yükseliyor fabrikanın yer yer kırılmış camlarından içeri bakıyordu.

Çok işi var diye dedi içinden  Halide. Malzemeler hala çalışıyor olsa bile dışına epeyce bakım yapmak gerekecek diye düşündü.

Halide fabrikanın etrafında bir tur daha atıp her şeye etraflıca bir baktıktan sonra saatine baktı. Öğlen vakti yaklaşıyordu , Halide ağaca bağladığı atını çözüp üstüne bindi.

Fabrika için mutlu olmaya çalışsa da Orhan Cavit ve Yusuf Ziya 'nın yaptıkları kanına dokunuyordu. Onlardan para almakla hata edip etmediğini düşünmeye başladı. Kendine itiraf edemese de içten içe bunların bir sebebinin de içindeki sevgi açlığından olduğunu biliyordu.

Halide , bunları düşünürken , Güzel , huzursuzlandı...
Halide onu sakinleştirmeye çalıştı ancak fayda etmedi. Halide atın üstünde dengede durmaya çalışıyor ancak sağa sola yalpalanıyordu. Halide ilk defa korktuğunu hissetti.

Güzel 'i sakinleştirmeye çalıştıysa da olmadı hayvan ürkmüştü bir defa . Halide dengesini kaybetti . Bir çığlık koptu boğazından ardından Güzel 'in üstünden düştü. Sırtı yere hızla çarptığında bir çığlık daha koptu dudaklarının arasından , başında ve sırtında ağrı hissediyordu. Doğrulmaya çalıştı olmadı.

Halide başının döndüğünü hissetti. Gözlerinin karardığını ,sırt üstü yerde uzanırken ve gözleri kapanmadan önce son gördüğü mavi gökyüzüydü.

Halide atın üstünden düşmüştü ancak bir ayağı hala Güzel 'in eyerindeydi. Güzel , bir süre sakinleşti ardından tarlaların aksine doğru yürümeye başladı. O yürüdükçe Halide arkasında sırt üstü sürükleniyordu.

*****************************************
Fırat, beyaz Chevrolet 'in içerisinde babasından kendilerine nihayet düşen tarlalara geldi. Mümtaz efendi azarladığı işçilerin yanından koşarak ayrılıp Fırat bey 'in yanında bitiverdi. Arabanın kapısını açtı " hoşgelmişsiniz beyim , kardeşiniz yok mu ? "

Fırat, Mümtaz 'ın bu sorusuna şaşırdı .
— Halide atla çıktı . Gelir birazdan fabrikanın oralarda oyalanıyordur Mümtaz . Sen beni işçilerin yanına götür hadi ."

Mümtaz kahya başıyla olur işareti yaptı.
Fırat işçilerin yanına gitti.

İşçiler beyefendiye hayretle bakıyorlardı. Munis bey 'in çocukları ilk defa babalarının gölgesinden çıkmış yanlarına gelmişlerdi. İşçilerin hepsi pür dikkat Fırat Bey 'e bakıyorlardı.
Fırat saatine baktı. Öğleni bir hayli geçmişti vakit. Fırat gözünü ufka dikti. Gözleri at üstünde kardeşini arıyordu ha geldi ha gelecek diye lakin ufukta kimse görünmüyordu.

İşçilerin kendi aralarında fısıldaşmalarının artması üzerine Mümtaz Kahya 'Fırat 'ın kulağına eğildi :
" beyim siz önden başlayın hemşireniz Halide hanım size yetişir "

Fırat , suratları güneşten kararmış adamlara ve kadınlara baktı. Bazı kadınlar sırtına bebeğini sarmış öyle çalışıyordu bazılarıysa mektep sıralarında olması gerekirken tarladaydı.

Fırat bu insanlarla konuşma işini Halide 'nin kendisinden çok daha iyi yapabileceğini biliyordu fakat şimdi iş Fırat 'a düşmüştü. Fırat kuru bir öksürükle boğazını temizledi gür bir sesle konuştu.

__ " Bundan böyle bu tarlalara Lavanta ekeceksiniz.Hasat kalkar kalkmaz ilk işiniz tohumları ekmek olacak lakin lavanta ; domatese , patatese benzemez. Bizzat özen ister ve yetiştirilmesinin bazı incelikleri vardır. Tohumlar ekilmeden önce ziraat mühendisi bir arkadaşım size lavanta yetiştiriciliğini öğretecek . Gözünüzü kulağınızı dört açın , onun dediklerini iyice ezber edin. Zira sizin yetiştirdiğiniz lavanta Halide Hanım 'ın açacağı dükkanda parfüm olarak satılacak. "

Lavanta TarlasıOnde histórias criam vida. Descubra agora