Lavanta Tarlası

➰Bölüm Yirmi Dokuz : Mahşer ➰

Süreyya dilinin tutulduğunu hissetti önce donakaldı ardından küçük adımlarla Tevfik Beyin arkasından Halide ve Mahire yaklaşmaya başladı.

Mahir , Süreyya ile göz göze gelir gelmez tüm mimiklerinin kasıldığını hissetti. Uzun süre birbirlerine baktılar ikisi arasında sessiz bir kavga vardı sanki. Tek kelime etmiyorlar ama gerginlikleri yüzlerinden okunuyordu.

Halide , Tevfik 'in elini sıktı ardından dördü birlikte bir odaya geçtiler. Bir ara Tevfik , Halide ile yalnız görüşmek istediğini söyleyince Süreyya ve Mahir baş başa kaldılar.

Onlar odadan çıkar çıkmaz Süreyya , Mahir 'in ellerine sarıldı :

—" Sevgilim , şükürler olsun ki iyisin seni o kadar özlemişim ki , yalvarırım yüzüme bak Mahir ne olursun. Tek kelime etmeyecek misin ? Bağır çağır ama beni görmezden gelme Mahir , duymuyor musun beni ? "

Mahir ellerini çekti. Tek kelime etmemeye yemin etmişti sanki. Süreyya öfkelendi. Buğulanan gözlerini sildi bambaşka bir merak peyda oldu içine :

—" Yanındaki kadın kim Mahir ? Niçin susuyorsun söylesene ?"

Mahir gözlerinin ucuyla Süreyya 'ya baktı ve fısıldadı : " nişanlım ."

Süreyya buz gibi olduğunu hissetti. Bu ihtimal beyninin en küçük kıvrımlarında dolaşmıştı ancak konduramamıştı. Bir an sendelendi ama kendini çabuk toparladı " ne çabuk " dedi hışımla. Tam o sırada kapının önünden tıkırtılar geldi. Tevfik ve Halide gelmişlerdi. Süreyya parmaklarını sıktı yüzüne sahte bir gülümseme oturttu.

Halide ve Tevfik içeri girdiler. Ardından iki hastabakıcı Mahir 'i bugün için fizik tedaviye hazırlamaya koyuldular. Süreyya , Tevfik 'e döndü :

—" Tevfik bey , malum hastanız da geldi ben gideyim artık. Bu arada teklifinizi memnuniyetle kabul ettiğimi bildirmek isterim. Burada kalıcıyım artık."

Son cümlesini fark ettirmeden Mahir 'e bakarak söyledi. Mahir hiç üzerine alınmadı.
Ardından Süreyya , Tevfik bey 'in elini sıktı. Halide 'ye dostane bir gülümseme bahşedip kapıdan çıktı.

Hayret ediyordu. Böylesine güzel ve varlıklı olduğu üstünden başından anlaşılan bir kadın nasıl olurda kötürüm bir adamla beraber olabilirdi. Aşksa Süreyya 'da aşıktı ancak annesi yüzünden ayrılmıştı. Kendi kendine bu düşünceler aklından geçiyor . Mahir 'i bulmuşken kaybetmek istemiyordu.

&&&

Fizik tedavi her zamanki gibi geçti. Tevfik , Mahir 'den umutluydu. Halideyle de bunu konuşmuşlardı zaten sağlıklı bir adam gibi değil ancak topallayan bir adam kadar da olsa yürümesi bile şükür sebebiydi.

Mahir tedaviden sonra hastabakıcılar tarafından Halide 'nin arabasına bindirildi. Halide şoför koltuğuna geçtikten sonra Mahir 'i pek sıkıntılı buldu.

Durmadan uzaklara dalıp gidiyor tek kelime etmiyordu. O konuşmadan konuşmayacaktı Halide. Bir ara Mahir , arabayı durdurmasını istedi. Halide derhal arabayı sağa çekince de Halide 'nin ellerini ellerinin arasına aldı :

—" Halide , burası yeri değil belki dizlerimin üzerine çöküp bu teklifi layıkıyla yapamadığım için üzgünüm. Ancak kelimelerim de size yetecektir. İzdivacınıza talibim Halide. Aramızdaki durumu da göz önünde bulundurduğumda bu işin adını koymak istiyorum artık. "

Ardından Mahir sağ elinin yüzük parmağında bulunan siyah taşlı bir yüzüğü çıkarıp Halide 'nin parmağına taktı.
Halide şaşkındı. Bir süre gözleri parmağına bol gelen yüzüğe takılı kaldı ardından Mahir 'in yüzüne baktı.