➰Bölüm On Dokuz : Adalet ➰

342 21 0
                                    



Halide , Seyit  beyin konağının önünde durduğunda kapıdaki yanaşmalar kapıyı açtı. Konağın bahçesinden içeri girdi. Seyit beyle , gelini konağın verandasına kahve içiyorlardı. Halide ,arabasını konağa yanaştırıp park ettikten sonra arabadan inip verandaya , yanlarına geldi.

Seyit bey bir yudum daha kahvesinden içerken , gelini başını önüne  eğiyor ara sıra halide 'ye kaçamak bakışlar atıyordu. Gelinin boynunda  çizgi çizgi yaralar olduğunu gördü birde sağ elinin üstünde kocaman bir morluk vardı. Bunları Yahya yapmıştır diye geçirdi aklından .

—" Hangi rüzgar attı seni buraya Halide Hanım."

Seyit bey gök gürültüsünü andıran sesiyle sordu.

Halide , topuklu ayakkabılarının tıkırdadığı ahşap verandaya çıktı.
Yahya 'nın yerini öğrenmek için bir bahane uydurdu :

—"  Merhaba Seyit bey. Yahya 'ya teklif edeceğim bir iş var yüz yüze görüşmemiz gerekiyor dün biraz tatsız ayrıldık bunu da telafi etmek istiyorum ulaşamıyorum kendisine Yahya 'nın nerede olduğunu biliyorsanız söylemenizi rica edecektim. "

Seyit bey güldü. Halide yerini pek ala biliyor diye geçirdi aklından. Ancak Seyit bey ona istediği cevabı vermedi :

—" Ne bileyim ben , kim bilir nerede koskoca adam bana hesap vermiyor ki !"

Halide sinirle :

—" Peki o halde her nerdeyse dönünce beni haberdar edin. Pek farkında değilsiniz ancak mevzu önemli."

Bu sırada boğazındaki fuları boynundan çıkardı öylesine bir soğuk ter basmıştı ki bu halini gören gelin hanım endişelendi . Kalkıp Halide 'nin koluna girdi :

—" Yüzünüz kıpkırmızı oldu ne olduysa birdenbire ? Gelin bir yüzünüze su çarpalım içeriden de su getirsinler ."

Halide kızın koluna girerek konağın banyosuna girdi.
Kızdan ayrıldıktan sonra lavaboya yanaşıp suyu açtı.

Mehmet emin , leyla  ve yahya geçiyordu gözünün önünden. Leyla 'nın naifliği , yahya nın pis bakışları suyun şakırtısı arasında gözlerini kapatsa bile zihnininde beliriyordu.

Yüzünü yıkadıktan sonra yanıbaşında dikilen gelinden bir havlu aldı. Halide bu kibar kadının düğününe gitmesine rağmen adını bilmediğini hatta büyük bir kabalıkla hiç sormadığını fark etti. 

—" Teşekkür ederim. Beni mazur görün isminizi hatırlayamadım."

—" Adım Naciye. Yahya 'yı acil görmek istediğinizi söylediniz. Seyit babama söylemediğiniz bir şeyler olduğu çok açık. Dün gece sabaha kadar içti ... öğleden sonra da bağ evine gitmek için anahtar aldı. Görev başında hiç böyle yapmazdı ki , komutanları kızacak sonra ."

Halide elindeki havluyu hırsla lavaboya bıraktı :

— Yahya şu an bağ evinizde öyle mi

—" evet ."

—" Sağ ol Naciye... Bana nasıl bir yardımın dokundu bilemezsin yalnız bunlar aramızda kalsın kimselere bir şey deme Seyit babana bile."

Naciye  başını salladı. Halide lavabodan çıkıp kahvesinin son yudumunu içen Seyit bey 'e başıyla bir selam verdi. Ardından hızlıca arabasını çalıştırıp konaktan ayrıldı. O evde kendilerini ağarlamışlardı o yüzden yolu biliyordu. 

Halide bağ evine giren son kavşaktan döndüğünde Yahya 'nın arabasının yanında bir araba daha olduğunu gördü. Korktuğu başına gelmişti Mehmet Emin 'in arabasıydı bu . Kendisinden önce burayı tahmin etmiş olmalıydı.

Lavanta Tarlasıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें