➰Bölüm Dört : Uçurumun Kıyısındaki Adam ➰

1.6K 86 110
                                    

Halide , altın oymalı aynanın karşısında küpelerini taktı.

Aynada üstünü başını düzeltti. Bugün  fabrika 'nın sahipleriyle görüşeceklerdi . Halide , görüşmenin olumlu geçeceğine inanmak istiyordu. Olabilecek en iyi teklifi yapacaklardı.

Çantasını ve kırmızı mantosunu yanıbaşında dikilen Esengül 'den aldı. Esengül , iltifat etmekte gecikmedi " Çok güzel oldunuz hanımım maşallah ! Allahım nazarlardan sakınsın sizi "

Halide bu yalakalığa sadece gülümsemekle yetindi. Ardından kendisini beyaz chevrolet 'in önünde  bekleyen kardeşinin yanına gitti.

Fırat , kendisine adresi tarif ediyordu. Halide arabayı kullanıyordu. Yarım saat gittikten ve yoldaki birkaç kişiyi çevirerek adresi teyit ettikten sonra nihayet aradıkları yere geldiler.

Burası eski , iki katlı bir taş evdi. Fabrikayı satacak olan ailenin belli ki paraya ihtiyacı var diye düşündü Halide. Çünkü öyle bir fabrikanın sahipleri bu taş evde oturmazdı.

Halide ve Fırat arabadan inip şöyle bir etrafa bakındılar ardından taş evin avlusundan geçtiler. Fırat taş evin kapısını çaldı. Kapıyı ak saçlarını topuz yapmış , kadife elbiseli bir kadın açtı.

Halide , kadına elini uzattı.

__ "Merhaba , ben Halide Arısoy kardeşim Fırat Arısoy'la birlikte satmakta olduğunuz fabrika hakkında konuşmak için geldik. Anlaşabilirsek eğer ciddi alıcılarız. "

Kadın , Halide ve Fırat 'ın ellerini sıktı ardından onları içeri davet etti :

__ " Hoşgeldiniz , buyurun lütfen. Ben İkbal Hancıoğlu. Anlaşabileceğimizi sanıyorum. Fabrikaya çok talep var , çok iyi durumda. İki yıl öncesine kadar eşim işletiyordu orayı. "

Halide ve Fırat kadını dinlerken bir taraftan da kadının gösterdiği yönde merdivenleri çıkıyorlardı.

İkbal Hanım , camlı bir kapıdan onları salona davet etti. İçersi soğuktu. Ayrıca kanepelerin üstü beyaz çarşaflarla örtülmüştü. Anlaşılan bu odayı sadece misafirler geldiğinde kullanıyordu İkbal Hanım.

İkbal Hanım el çabukluğuyla bu çarşafları kanepelerden kaldırdı. Ardından Halide ve Fırat 'a buyurun işareti yaptı .

Halide çantasını sağ bacağının yanına yaslayarak oturdu. Fırat ' ta karşısındaki tekli koltuğa oturdu.

Halide tam konuşmaya başlayacaktı ki içeri üç genç kadın girdi. İkbal Hanım gülümsedi. Bu genç kadınlar ikbal hanımın kızlarıydı. İkbal Hanım kızlarını taktim etti konuklarına.

__ " Kızlarım : Hayat , Ayşegül , Leyla ."

Bu genç kadınlar teker teker Halide ve fırat 'ın elini sıktı. Fırat , simsiyah saçlı yeşil gözlü kızdan gözlerini alamıyordu. Halide bunu fark etse de pek önemsemedi.

En büyük kız -Hayat - doğuştan konuşamıyordu. Ancak sanki bu eksiğini ışıl ışıl parlayan gözleri kapatıyordu , gözleriyle konuşuyordu  . 

Ayşegül , Fırat 'ın gözlerini alamadığı esmer güzeliydi. Leyla ise masmavi gözlü sapsarı saçlıydı.

Kısa bir tanışmanın ardından onlar da salondaki koltuklara yerleştiler. İkbal Hanım :

__ " Ne içersiniz " dedi Halide ve Fırat 'a dönerek.

Halide :

__ " Sade kahve alalım zahmet olmayacaksa "

İkbal Hanım :

__ " Ayşegül , misafirlerimize sade birer kahve yap kızım "

Ayşegül asık suratıya kalktı yerinden oflyarak çıktı odadan onun bu tavrı İkbal Hanımı renkten renge soktu.

Lavanta TarlasıWo Geschichten leben. Entdecke jetzt