➰Bölüm Yirmi Dört: Pişmanlık➰

507 22 10
                                    


Halide göz kapaklarının arasından sızan gün ışığının etkisiyle uyandı. Önce hatırlayamadı nerede olduğunu , sonra yumuşak bir omzun üzerinde yattığını fark etti.
İvan hala uyuyor onu da kendisini de huzur battaniyesiyle sarıyordu sanki.
Halide yıldırım gibi doğruldu. İvan 'ı da uyandırmış oldu ...

Koltuktan hızlıca kalkıp elbiselerini bulmaya çalıştı.
Önce sütyenini ve külotunu ardından pantolonunu ve gömleğini giymeye koyuldu.
Öylesine hızlı ve kendinden geçmişçesine hareket ediyordu ki İvan neye uğradığına şaşırdı. Koltuktan kalkıp üzerini giyinmeye başladı. Gözlerini Halide 'den ayırmıyor onun gibi çılgınca da giyinmiyordu.

Halide giyinme işi bittikten sonra dışarı çıktı. Dışardaki sedirin üzerine oturup saçlarından geçirdi ellerini :
" Kahretsin ! Ne yaptım ben ..."
Diye söyleniyordu ancak İvan duymuştu duyacağını...
Devuschka 'sı için bir pişmanlıktı...
Halide 'nin yanına oturup saçını okşadı.
Halide hemen uzaklaştı ondan :

—" Sarhoştuk , daha da mühimi sözlerin insanın içine işliyor en zayıf olduğum anımda yanıbaşımda buldum seni. Özür dilerim ancak bu yaşadıklarımızın devamı olamaz İvan. İkimiz arasında kalması gereken ve bir daha asla yaşanmasına müsade etmeyeceğim bir vaziyetin içindeyim. "

İvan , Halide 'nin gözlerinden inen yaşları sildi :

—" En çok korktuğum başıma geldi. Gözyaşlarınızın müsebbibi olmak istemezdim. Ancak kaçmayınız devuschka ! Sizden rica ediyorum . Dün yaşadıklarımız gerçekti. Dün öptüğüm dudaklarından çıkan bu sözler beni yaralıyor."

Halide hızla ayağa kalktı :

—" Anlamıyor musun be adam ! Bizim bir geleceğimiz yok. Tekrarı olmayacak. Mahirle evleneceğim... yaşadıklarımız sadece bir hataydı , pişmanım İvan."

İvan başını öne eğdi. Buz mavisi
Gözleri önce doldu ardından Halide'ye yanan bir ateşmişçesine öfkeyle bakmaya başladı :

—" Pişmansınız öyle mi ? Benim onurumun üzerinde tepinmezin bir önemi yok yani ...? Sizi o adamla nişanlanacağınızı bile bile sevdim onursuzca bir köpek gibi ... sizi memnun edebilmek için kendimden geçtim ancak yine de pişmanlığınız oldum. "

—" Lütfen üzerime gelme , unutalım."

—" Unutmak ... ben sizi nasıl unutabilirim. İsterdim...
ancak ne içime açtığınız yaraları ne de gönlümdeki sevdanızı silebilirim Halide Hanım."

İvan ayağa kalktı , Halide 'yi kolundan tuttu.
Halide kolunu kurtardı , ağlamaya başladı. İvan da kendini tutamadı sesi hıçkırıklara dönüşüyor onun gibi ağlamamak için kendisini tutuyordu ancak konuşurken yanaklarından  yaşların akmasına mani olamıyordu :

—" Sizi gerçekten seviyorum ancak siz korkuyorsunuz. Hayatınız boyunca size bağlı kalabilecek tek kişinin Mahir olduğunu düşünüyorsunuz sırf kalkıp gidemez diye . Lakin şunu atlıyorsunuz. Mahir sizi sadece fiziksel olarak aldatamaz ancak onun ruhuna hükmedemezsiniz. "

—" Fikirlerini kendine sakla. Çok yorulduğum için bağ evinde yattığımı söyleyeceğim sende dışarda sedirde yattığını ima et soran olursa tamam mı ? "

—" Merak etmeyin Halide hanım , rezalet çıkarmam."

—" Rica ediyorum İvan bir kere benim açımdan düşün  hiç olacağı var mı bu meselenin... anlayacaksın."

Halide ve İvan birbirlerine veda etmeden dün gece hiç birbirine karışmış iki bedenin sahibi olmamış gibi atlarına bindiler .

İvan , Halide 'nin yaptığı pekmezleri kendi atının terkisine sıkıca bağladı. İki kavanoz atın iki yanından sarkıyordu. Halide , atını önden sürüyor , İvan 'ı gerisinde bırakıyordu.

Lavanta TarlasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin