➰Bölüm On Üç : Kül➰

586 27 7
                                    

Medya : Halide

Arısoy malikanesinden içeri giren sabah güneşi salondaki üç silueti aydınlatıyordu. Bunlar Halide , Fırat ve  İvan 'dı.

Fırat hiç gözünü kırpmamış , Halide ve İvan ise arada uyuklamışlardı.  Esengül , salondaki masaya tepsiyle kahvaltılık taşımaya başladı. Canlarının istemeyeceğini düşünen Ayşe kadını ise paylıyordu " Olur mu bacım acıkan yer ayrı acıyan yer ayrı." diyordu.

Halide başını gömdüğü kollarından kaldırdı. Gözlerinin altı morarmış , saçı başı karışmıştı. Halide yanı başından hiç ayrılmayan İvanı omzundan dürttü.İvan kalktı , doğruldu . Halide :

__ " Bütün gece başımızdaydın , hadi müştemilata git de dinlen biraz bugün izilisin ." Dediğinde İvan doğruldu.

Halide bir fincan çay içmek için kalktı. Masaya yürüdü. Fırat 'ta istemeyerek oturdu sofraya çatalını gönülsüzce kahvaltılıklara batırıyordu. İvan onlara son bir kez dönüp salondan ayrıldı.

Halide kahvaltıdan sonra fabrikaya gitmek üzere arabasına bindi. Jandarma ekipleri de kahvaltıda telefon etmişlerdi olay yerini inceleyip ifade alacaklardı.

Halide ve Fırat arabaya bindiklerinde İvan da koşup arkalarından yetişti. Belli ki uyku tutmamıştı. Ya da böyle bir günde dinlenmek istememişti İvan.

Kahvaltı bitiminde Halide arabasını kapıya çekecek olan Mümtaz 'ın ortalarda olmadığını fark etti. Bu herif yine bir haltlar karıştırıyor olmalıydı. Halide arabasını kendisi çekti ardından malikanedn çıktılar tam o sırada Mümtaz 'da bir tratörün arkasında malikaneye girdi. Halide bu karşılaşmanın üstünde çok durmadı.

Halide fabrikaya vardıklarında yüzünü düşürdü ancak metanetini korumaya çalışıyordu.

Jandarma komutanı Yahya ağzındaki kürdanla fabrikanın dışında başka askerlerle hoşbeş ediyordu , etrafı inceleyen bir tek Mehmet Emin 'di. Mehmet Emin genç bir jandarma eriydi . Yahya 'nın yolsuzluğuna , pisliğine karşın Mehmet Emin hakaniyetli doğru dürüst bir gençti. Üstelik Leyla 'nın biricik sevgilisiydi.

Halide , fabrikadan içeri girdiğinde ciğerlerine taze sönmüş korların havasını çekti ağlamamak için yumruğunu sıktı. Elinde avucunda bir avuç kül kaldığını düşünüyordu.

Mehmet Emin , ifade alırken Halideye " bir düşmanının olup olmadığını sordu " Halide 'nin aklına Yusuf Ziya ve Orhan Cavit olmak üzere bir sürü adam üşüştü hatta bir ara Ayşegül 'ü de aklından geçirdi . Ancak düşündüğü beyefendiler artık kendisini umursamıyorlardı ki fabrikasını yakacaklardı ya da Ayşegül öz babasının fabrikasını yakar mıydı.

Halide , Mehmet Emin 'in bu sorusunu cevapsız bırkatı. Civarda bir gören duyan olmamıştı . Kendi adamlarından bir kişi bile görmemişti yakanı.

Mehmet Emin tüm bunlara rağmen soruşturmayı devam edeceğini söyledi. Halide 'nin hiç umudu yoktu . Yakan yaktığıyla kötülük yapan da yaptığıyla kalacaktı.

Mehmet Emin etraftaki çavuşlara toparlanmalarını emretti. Tam o sırda Yahya dişlerini karıştırdığı çöpü yere tükürdü. Halide 'nin yanına iyice yaklaşıp eline bir zarf sıkıştırdı , sararmış dişlerinin arasından da "Munis Amcamın selamı var. " Dedi.

Halide zarfı aldı. Yahya yılışıklıkla jandarma arabasına bindi. Mehmet Emin neredeyse iğrenerek bakıyordu yanındaki bu herife.

Halide zarfın üzerinde hiçbir şeyin olmadığını gördü kenarları sararmış dümdüz beyaz bir zarftı bu. Halide zarfı üzerinden yırtarak açtı. Mektuptaki zehir zemberek sözleri açıp okumaya başladı.

Lavanta TarlasıWhere stories live. Discover now