➰Bölüm Yirmi İki : İtiraf ➰

374 17 5
                                    


Halide gözlerini ışığın sadece küçük bir camdan geçtiği bir odada gözlerini açtı.Tahta bir sandalyede elleri arkasından bağlanarak oturtulmuştu. Boynundaki fuları ağzına bağlanmıştı. Halide kıpırdandı. Bileğini çekiştirerek bağlı olduğu iplerden kurtulmaya çalıştı ancak nafile hiçbir şey fayda etmedi.

Beklemekten başka çaresi olmadığını biliyordu. Korkunç bir panik dalgası vücuduna dalga dalga yayılıyordu kimdi bu adamlar kendisinden ne istiyorlardı.

Halide bunları düşünürken birden bağlı bulunduğu odanın kapısı açıldı. İçeri Seyit bey girdi yanında da gelini Naciye vardı. Seyit bey , Halide 'ye yaklaşarak boynundaki fuları ağzından çıkardı. Halide fuları çıkar çıkamaz Seyit bey 'in suratına tükürdü. Bunun üzerine Seyit bey , Halide 'nin suratına şiddetli bir tokat indirdi . Sonra da Halide 'yi çenesinden tutatak yüzüne yaklaştırdı :

__ "Naciye 'nin dediğine göre yana yakıla Yahya 'yı arıyormuşsun bu nasıl bir tesadüftür Halide Hanım , senin bize gelip oğlumun bağ evinde olduğunu öğrenmenden bir gün sonra oğlumun cenazesi bana teslim ediyor. Bu işte bir iş var .Belli ki oğlumun nasıl öldürüldüğünü , kimin öldürdüğünü biliyorsun.. Şimdi öt bakalım Allahın cezası Kahpe ! öt ki anandan emdiğin sütü burnundan getirmeyeyim."

Halide öfkeyle Naciye 'ye baktı. Naciye hiç istifini bozmadan kollarını bağlamış Seyit Bey 'in yanında dikiliyordu. Halide öksürdü ardından gözlerini Seyit bey 'in üstüne dikti :

__ " Ağır ol Seyit bey , oğlunun ölümüyle bir ilgim yok. Bir kadını gece vakti kaçırıp alıkoyacağına oğlunun gerçek katillerini ara dışarda . Kim bilir  hangi ipsiz sapsız tanıdığı oğlunun leşini serdi . Ben senin oğlunu neden öldüreyim ha ?"

Naciye söze girdi :

__ " Kadın başına bu işi yapmamıştır elbet baba. İşin içinde başka kimler var öğrenmemiz lazım. Konuşturacağız bu soykayı sen hiç merak etme. Hem civardaki köylüler Halide hanım 'ın arabasını gördük demediler mi ? Bizim bağ evinin yolunda ne işin vardı Halide Hanım sen bize onu söyle ? "

__ "Ah akılsız Naciye ! böyle geldin böyle gideceksin orada bir tek sizin mi bağ eviniz var sadece oradan geçtim maksadım başka bi yere gitmekti. Yahya 'ya uğrayacaktım ancak son anda vazgeçtim. Leyla 'nın düğününden sonra Yahya 'yı hiç görmedim."

__ " Besbelli yalan söylüyor baba !"

Seyit bey , Naciye 'yi doğruladı , bıyıklarını burdu , sakalını sıvazladı. Halide 'nin saçlarını tuttuğu gibi boynunu yana çevirdi. Saçının acısından Halide 'nin gözlerine yaşlar dolmuştu :

__ " Oğlumu kimin öldürdüğünü itiraf etmeden buradan kurtuluşun olmayacak Halide. Her şeyi göze aldım. Boynunu kibrit çöpü gibi kırmamı istemiyorsan söyleyeceksin. "

__ "Bilmiyorum , benim bir şeyden haberim yok . "

Bunun üzerine Seyit bey Halide 'nin suratına tokatlar savurdu. Halide acı acı bağırıyor , bu kez kendinden başkasına dayak atıldığını izleyen Naciye ise hiç istifini bozmuyordu. Seyit bey , Halide 'yi hırpladıktan sonra yoruldu. Halide 'nin ağzı burnu kan içinde kalsa da hiçbir şey itiraf etmemişti.

Sadece sessizce mırıldanıyordu " beni bulacaklar , buldukları zaman seni doğduna pişman edecekler seyit bey , "

Seyit bey ve gelini , Halide 'nin patlamış , kan damlayan dudaklarına tekrar çektiler fularını. Ardından odadan çıktılar.

Anlaşılan Seyit bey , katile dair hiçbir iz bulamadığından tek umudu olarak Halide 'yi görüyordu. Halide kanayan kaşının kanları gözlerine inerken içinden bir an önce onu bulmaları için dua ediyordu...

Lavanta TarlasıWhere stories live. Discover now