1. İlk Bakış İlk Aşk

1.5K 239 320
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


Ben koruyucu bir melek olarak yaratıldım. Görevim ve varoluş sebebim insanları korumaktı. Görüntüm çoğu kişi için sıradan olabilir. Kendimi özel bulmak için bir sebebim hiç olmadı. Karamel rengi saçlarım ve ela gözlerim ile minyon bir yapıdaydım. Göze çarpmıyordum. Benim gibi sıradan biri için sıra dışı şeyler yaşayana dek de kimse beni fark etmedi.

Bu benim varoluş sebebimi anladıktan sonra yok oluş nedenimle karşılaşmamı anlatan hikâyem...

Yaratıldığımız günden sonra en yakın arkadaşım Chris oldu. Hatta daha fazlası...

Chris ile çoğu karakter özelliğimiz benziyordu. İkimiz de inatçı, kararlı, dik başlıydık. Adil ve dürüsttük. Sevdiklerimize (ki benim tek sevdiğim kişi Chris'ti) karşı sadıktık. Chris ile birbirimizi seviyorduk. Yalnız ben akademinin kara koyunuydum.

Chris sevilen, beğenilen ve saygı duyulan bir öğrenciyken ben tam tersiydim. Ayrıca her şeyi sorguluyordum, şüpheci bir yapım vardı. Oysa Chris hiçbir şeyi sorgulamaz, verilen görevleri eksiksiz şekilde yerine getirirdi. Bu yüzden akademideki herkes Chris'i severdi. Benim çıkardığım sorunlar ya da sebep olduğum sıkıntılar, Chris sayesinde çözülürdü. Ya da herkes beni onun için görmezden gelirdi. O olmasa dışlanırdım.

Çoğunlukla eğitim ve yerine getirdiğimiz görevler şeklinde ilerleyen sıradan hayatımıza renk katan tek şey Chris ile gölde vakit geçirdiğimiz zamanlardı. Yalnız bu sıradan hayatımız bir gün epey hareketlendi ve o günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.

Derslerimize eğitmenler ve bazen üst düzey melekler gelirdi. O gün sınıfa girdiğimizde anormal bir heyecan yaşandığını fark ettik. Genellikle duygularını kolayca kontrol altına alabilen ve sakin mizaçlı olan yapımıza ters bir durumdu. Ben bu konuda da diğerlerinden farklı olduğum için şu an herkes bana benziyordu. Chris ile birbirimize baktıktan sonra ön sırada oturan ve sınıfın en zeki ve çalışkan koruyucu meleği Elia'ya yaklaştık.

''Günaydın Elia bir sorun mu var? Herkes neden bu kadar heyecanlı?''

''Günaydın Chris. Yarın Serafim ve Baş Melek Micheal derse gelecekmiş. Sınıftakiler bugün ondan böyle bir ruh hali içindeler.''

Baş melekleri bile akademiye uğramazdı. Şimdi bir serafim dersimize mi gelecekti? Şaşkındım ve konu hiçbir şekilde mantıklı gelmemişti. Ya ders sandığımdan önemliydi ya da farklı bir durum söz konusuydu. Her ne olursa olsun bu durum için zaman ayırması inanılacak gibi değildi ve herkes heyecanlanmakta haklıydı.

Serafimleri sadece önemli günlerde veya koruyucu meleklerin mezun olduğu gün yapılan törende görürdük. O yüzden yarın bir serafimi görme heyecanıyla o gün işlediğimiz dersleri hiçbirimiz anlamadık. Ben de bir an önce yarınki dersi bekliyordum. Sıradan ve düzenli işleyen bir evrende bu olay düzeni tamamen bozmuştu.

Gece zor uyudum ve sabah uyandığımda ilk olarak duşa girdim. Ardından krem rengi omuzları açık ve göğüs kısmında dantel olan bir elbise giydim. Saçlarımı da balerin topuzu yaptım. Makyaj yapmayı sevmediğimden yalnızca açık pembe bir ruj sürdüm. Hazırlandığımda kapı çaldı. Chris'ti. O da krem rengi keten bir takım giymişti. Oldukça hoş görünüyordu. Herkesin bugün şık giyineceğinden emindim. Ne de olsa bir serafimi ilk kez yakından görecektik. Chris beni incelerken ona gülümsedim.

''Çok güzelsin.''

''Sen de çok şıksın.''

''Hazırsan gidelim mi?''

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Where stories live. Discover now