RUH LEKESİ(düzenleniyor)

28. Ruh Beden Kalp Üçlemesi

Anlatacaklarının ağırlığını şimdiden hissetmişçesine yatağa çöktüm. Bir sandalye çekip, karşıma oturdu. Yüzünden sıkıntılı bir konuşmanın başlangıcının olduğumuzu görüyordum. Nefesim tekledi. Düşünceliydi. Derin bir nefes alsa da nefesi benim gibi yarıda kesildi. Hepimizin nefesinin yarıda kesildiği, yetmediği anlar vardır, bu anlar aslında daha önceden nefesimizi kesen, nefesimizin yetmediği anlardan kaynaklanır. Şu anki konunun ağırlığı, yaşadıkları çok ağır olmalıydı. Hatıralar acı yüklüyken, nefesiniz yetmezdi.

- Hazel, öncelikle kimseye benim yüzümden zarar vermeyeceksin. Biraz önce ben de intikam ateşine tanık oldum. Lucifer'a katılıyorum, bu öfke ve intikamın pençesiyle öyle bir sarmalanmıştın ki sana bir şey olacak diye çok korktum. Sahip olduğun güçle her şeyi, herkesi yakabilecek düzeydeydin. Bu yüzden konuşmadan önce senden yüksek melek sözü almalıyım (Yüksek melek sözü, karşı tarafı melek sihri ile bağlayan bir çeşit anlaşmadır. Sözü alan kişi karşı tarafın davranış ve yapacaklarının kontrolünü ele alır ve davranışı yönlendirebilme yetkisi ile iznine sahip olur. Tanrı'nın izniyle meleklere bahşedilen bir tür anlaşmadır).

- Ben artık melek olduğumu sanmıyorum. Yani bu anlaşmanın bağlayıcılığı olmayabilir.

- İblis, şeytan her ne olursan ol, ilk öz melek kıvılcımıdır.

- Anlamadım.

Lucifer güldü. Chris ise gergindi. Lucifer'a döndü.

- Gülme, bazı bilgileri bilinçli ya da bilinçsiz şekilde unutuyor. Neden unuttuğunu bilemiyorum. Bu sorularla bugüne kadar uğraştım.

Tekrar bana döndü. Bir çocuğa anlatır gibi tane tane anlatmaya başladı.

- Hazel'ım, Lucifer'da da öz olarak melek kıvılcımı var. Şu an hâlâ bir baş melek olduğunu biliyorsun. Lucifer, isyan etmeden önce sadece melekler vardı. İsyan ettikten sonra taraflar oluştu. Üst düzey melekler, isyan edip taraf değiştirdiklerinde üst düzey şeytanları oluşturdular. Alt düzey meleklerde, Lucifer'a katıldıklarında alt düşük şeytanları oluşturdu. Cehenneme geldikten sonra iblisler ile cehennem varlıkları, Yüce Efendimiz Tanrı'nın izniyle yanardağın ve buranın özleri kullanılarak Lucifer tarafından yaratıldılar. İlk yaratılanlar daha çok kuklaya benziyordu. Lucifer eksik olanı bulmaya çalıştı, eksik olan şeyse melek özünün olmamasıydı. Canlılığı, hayat ışığını melek özü sağlıyordu. Lucifer, köle ya da kukla değil, hayat kıvılcımı istiyordu. Tutku, heyecan, istek, arzu görmeyi umuyordu. Yüce Efendimiz Tanrı bu durumu görüştü, ama Tanrı sonuçlarının kötü olabileceğini ona bahsetti. Öz, özgür iradeyi doğurabilirdi. Lucifer yine de kabul etti ve sonuçların sorumluluğunu alacağını söyledi. Yüce Efendimiz Lucifer'a kendi ruhundan bir parçayı Cehennem Yanardağına atmasını buyurdu. Kendi ruhundan olan bu parça, melek kıvılcımı yani öz taşıyordu. Lucifer, kendi ruh özütünü kullanarak buradaki varlıkları canlı kıldı. Cehennemin de canlı olduğunu hissetmiyor musun? Yine de tam olarak istediği şey gerçekleşmedi.

Nefesim kesildi. Chris'in söylediklerini, orijinal dilde izleyip, alt yazı geç geldiği için anlamıyor gibiydim. Bilgileri biraz olsun sindirebildiğimde Lucifer'a baktım. Mağrur bir şekilde bizi dinliyordu. Neden böyle bir şey yapmıştı? Kendini kanıtlama arzusu, gücünü gösterme kibri miydi? Sandığımdan daha güçlüydü, dahası cehennemin kralı olduğunu söylerken, ne demek istediğini şimdi far ediyordum. Cehennem onundu, cehennem oydu. O yüzden suçluları serafim ya da baş melek bile olsa hapsetme gücü vardı. Kimse ondan bu hakkı alamazdı. Burayı o yaratmıştı. Cehennem de Lucifer'ı yaratmıştı. Bu yüzden herkes ona saygı duymak zorundaydı, çünkü herkes onun özünü taşıyordu. İradesine boyun eğmek zorundaydılar. Düşününce yine de ileri gittiğini düşündüm. Ama en önemlisi iradesinin sınırlarını anlamam oldu. Haklıydı, savaş çıkarabilir, gücünün sınırlarını test edebilir, sabırları zorlayabilirdi. Her detayı yakalayıp, anlamlandırmaya çabalayan beynim uyuştu.