RUH LEKESİ(düzenleniyor)

54. Mammon'la İlk Ders

Lucifer ile yaşamak çok güzeldi, kendimi her gün özel hissettiriyordu. Gerçekten kraliçesi gibiydim. Oradaki herkes de bana Lucifer'ın kraliçesi olarak davranıyordu. Geri döndüğümde, Lucifer eğitim almamın gerekli olduğundan bahsetmişti. Buradaki dersler akademideki derslere benzemeyecekti. Lucifer her konu gibi, eğitim konusunda da kendi doğru bildiği şekilde düzenlemeler yapmıştı. Buradaki iblis ve şeytanlar bu düzenlemeler doğrultusunda eğitim görüyordu. Cain de buranın hem komutanı hem de askeri eğitim veren eğitmenlerinden biriydi. Lucifer'ın ordusunu gördükten sonra, askeri eğitimlerin ne kadar önemsendiğini anlamıştım. Gerçekten her iblis ve şeytan öncelikle çok iyi birer asker olarak yetiştiriliyordu. Benim almam gereken eğitimle ilgili tüm düzenlemeyi de Lucifer kendisi yapmıştı. Bugün eğitimlere başlıyorduk. Heyecanlıydım, çünkü Lucifer dahil, en iyilerden ders alacaktım. Büyük ihtimalle farklı, sıra dışı dersler olacaktı. Artık işaretim olmasa da şeytan olduğum söyleniyordu. Kendimi tamamen buraya ait hissediyordum. Bu Lucifer'ın yanında olmamın da bir katkısı olduğundan emindim, ama burası ait olduğum yerdi. En azından burada yabancılık çekmiyordum. Bir an önce kalkıp, hazırlanmam gerekiyordu. Lucifer odada değildi. Kendi işlerini çok aksattığı için, arayı kapatmaya çalışıyordu. Ben de daha fazla tembellik yapamazdım. İlk eğitim günüme geç kalmak istemiyordum. Yataktan doğrulurken, kapı çaldı.

- Girin!

Talin içeri girdi. İlk karşılaştığımızda onu incelemiştim, yüzünde iz bile kalmamıştı. Ama hâlâ pişmandım, oysa bana aynı içtenlikle bakıp gülümsemişti. Rahatlamış olsam da ellerinden tutup, ondan tüm yaşananlar için bir kere daha özür dilemiştim. Beni ne kadar çok sevdiğini söyleyip, olanların benim suçum olmadığını ifade etmişti. Sözlerinin samimi olduğunu biliyordum, yine de yaraların olduğu hiçbir hikâye eskisi gibi olmuyordu. Çünkü geçmiyordu. Zaman geçiyor, yaralar kapanıyor ama yara açan ile yara alan asla hiçbir şeyi unutmuyordu. Son günlerde arkadaşlığımız daha da ilerlemişti. Dahası ona güveniyordum. Yüzünde yine o güzel gülümsemesi ile içeri girdi.

- Leydim günaydın. Nasılsınız?

- İyiyim Talin, sen nasılsın?

- Ben de iyiyim leydim. Umarım iyi uyumuşsunuzdur. Bugün biraz yorulacağınızı tahmin ediyorum.

Dudaklarımı büktüm. Gözünden kaçmadı. Çocuksu gelen bu hareketime güldü.

- Leydim, merak etmeyin, çok iyi geçecek.

- Öyle mi dersin?

- Öyle, ayrıca bundan eminim. Bir kere kralımız size uygun gördüğü bir program oluşturmuştur. İkincisi size güveniyor, başaramayacağınızı düşünse, sizi bu işe sokmazdı. Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Güçlüsünüz, gücü eğitmeyi öğrenmek ve bunu faydalı şekle dönüştürmek için bu eğitimler gerekli. Yanılmıyorsam şu an hiç görmediğiniz farklı alanlarda bilgileneceksiniz, hatta farklı beceriler kazanacaksınız.

- Doğru söylüyorsun. Aslında çok heyecanlıyım. Sadece ne Lucifer ne de kendim için bir hayal kırıklığı olmak istemiyorum.

- Asla leydim. Lütfen, böyle şeyler söylemeyin. Siz her şeyden önce benim çok sevdiğim birisiniz. Kesinlikle hayal kırıklığı değilsiniz, olmanız da mümkün değil. (Göz kırptı) Ben sizin yerinizde olsam, öncelikle eğlenmeye odaklanırdım.

- (Gülümsedim) Eğlenebileceğim yani?

- Kesinlikle. Farklı karakterlerden, değişik hatta sıra dışı eğitimler alacaksınız. Hatta Azazel, Mammon ile Lilith'den daha önce ders alabilen olduğundan emin değilim. Sizce de eğlenmek için iyi bir yol değil mi? Emin olun, size beceri kazandırmak için yarışacaklardır. Kralımızın gözüne girmek için de...