39. Meksika Açmazı

713 30 0
                                    

''Meksika Açmazı: Olaya karışan kimsenin bir kazanç elde edemediği durumdur.''

(Bu kısımda anlatılan olaylar sadece Micheal'ın bakış açısından anlatılacaktır)

Odadan hışımla çıktım. Hazel'in bu halini, bu Hazel'i istememiştim. Barachiel bunu nasıl yapmıştı? Daha odaya girdiğimde, bana sevgilim demesinden anlamıştım. Sadece acılarını değil, Lucifer'ı da almıştı. Esas sorun kafasında yeni bir gerçeklik yaratırken, bu sevgili durumunu oluşturmasıydı. Benimle sevgili olduğu yeni senaryo cidden fazlaydı.

Barachiel, sadece insanlar üzerinde değil, aynı zamanda tüm ölümsüzler üzerinde de usta bir manipülatördü. O gün Lucifer'ı yenmemdeki en büyük kolaylığı yaratan da Barachiel'di. Lucifer'a yenilmek üzereyken, Barachiel devreye girip, gözlerinin önüne Lilith'i getirmişti, ona eziyet edildiğini gösteren bir görüntüydü ve yeterli olmuştu. Gardını düşürmüştü, çünkü o zamanlar Lilith'i seviyordu. Lucifer ile zayıf noktalarını ona karşı bir silah olarak kolayca kullanmıştık. Kafam çok karışıktı, belki de zayıf noktaları aslında güçlü noktalarıydı. Artık benim de zayıf noktam vardı.

Şu an tek önemli şey, Hazel'ın durumuydu. Barachiel iyinin en iyisidir. Bu konudaki gücüne erişmemiz tüm serafim ve baş melekler için imkânsızdır. Ayrıca sihir gücü çok ileri düzeydedir. Bedenen çok güçlü olmayan Barachiel'e, Tanrı tarafından armağan edilen bu güçlerle, eksiklikleri avantaja dönüşmüştü. Zamanla tüm güçlü yönlerini geliştirerek, kendi potansiyelini zekice üst seviyeye taşımıştı. Ben ve Lucifer'la yarışacak seviyeye gelmişti. Tüm bu olumlu özelliklerine rağmen, Barachiel'in elini açık etmemek gibi kötü bir özelliği vardı. Asla tam olarak dürüst oynamaz, savaş meydanında karşınıza dikilmezdi.

Hazel'a yaptığı da buydu. Lucifer'la ilgili anılarını benden dolayı almadığını tahmin ediyordum. Ama merak ettiğim, benimle sevgili olması alternatif gerçekliği nereden çıkmıştı? Bunun hesabını soracaktım. Aldığı anılar ile acıları, genelde kendi belirlediği bir kodla belleğin en derinine saklardı. Çoğunlukla bunu bir taktik şeklinde, oyununu profesyonelce kurgulamak ve planını kusursuz hale getirmek için yapardı. Kısaca onu karşınıza almak istemezdiniz. Yanınızda olması bile tehlike içeren birini, nasıl karşınıza alabilirdiniz ki? Ama benden ve yapabileceklerimden korkardı. Onların en güçlüsü bendim, ondan daha iyi bir oyun kurucuydum. Söz konusu Hazel ve onun mutluluğuyken elbette bu yaptığının hesabını soracaktım. Benim için bu evrende Hazel'dan daha önemli kimse yoktu.

Hazel'i her ne kadar bu şekilde istesem de bu zorla, bilinçsizce ya da ona bizim sunduğumuz senaryo ile olamazdı. Olmamalıydı. Gelecekse bana kendisi gelmeliydi. Bana koşmadıktan sonra, kollarımın arasında olmasının bir anlamı yoktu. İstediğim bu değilken, nasıl kendi başına karar alabilmişti? Kendinde bu hakkı nasıl bulmuştu? Beni ikna edebileceğini düşünmüş olmasını ise idrak edemiyordum. Belki de en kötü senaryo buydu, benim her şeyin farkında olup, yine de bunu kabul edilebilecek kadar aşağılık bir ruhum olduğunu mu düşünüyordu? Zafere giden her yolda bir sakınca görmeden ilerleyebileceğimi düşünmüş olmalıydı. Her şekilde hesaplaşacaktık. O kadar ani bir şekilde odadan çıkmıştım ki Celine'i Hazel'in yanına göndermeyi unutmuştum. 5. kata, yani Barachiel'in odasının bulunduğu kata geldiğimde, muhafız meleklerden birini bunun için görevlendirdim. Ardından kapıyı bile çalmadan içeri girdim. Barachiel, her gün yaptığı gibi sihir çalışmalarıyla meşguldü. Kapının tam karşısında yer alan camın önünde eski ceviz masasında oturuyordu. Masanın üstü sihir malzemeleri ve kitaplarla doluydu. Sesi duyunca, kapıya doğru öfkeli bir şekilde döndü, çünkü bu saatlerde kimse onu rahatsız etmezdi. Gelenin ben olduğumu görünce ifadesi yumuşadı, daha da kötüsü şaşırmadı. Yaptığı her şeyi kendi kafasındaki plana uygun olarak yapmıştı. Gayet açıktı.

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Where stories live. Discover now