2. İlk Yalan

1.3K 232 275
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR. 

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


Duygularımı reddetmeye, saklamaya ve umursamamaya çabaladım. O günü bile hafızamdan sildim. Ama onun yüzünü unutamıyordum.

O hafta sadece derslere katıldım fakat çoğunda dalgındım. Geceleri uyumakta zorlanıyordum. Yemek bizler için gereksiz olsa da bir şeyler yiyemediğim için de güçsüz kalmıştım.

O günden sonra Micheal'ı hiç görmedim. Ne gözlerimle ne de kalbimle onu aramamaya çalıştım. Bu hisler en çok da ben yanlıştım.

Kalbim susmasa da gerçekler ortadaydı. Neyi kim ve ne için riske atacaktım ki?

Kalp atışlarımın bile farkında değilken birini sevmem mümkün müydü? Önceden bu soruya tek bir yanıtım olurdu. Sanmam! Şimdi kalbimi susturamazken ne kadar yanıldığımın farkına vardım.

Manzaranızı kapatan koca bir dağı görmezden gelebilir miydiniz? İşte ben de yapamıyordum. Gözlerimi ve mantığımı ona kapatmaya çalıştıkça ruhum ile kalbimdeki yeri giderek büyüyordu. Kalbim deli gibi çırpınıyordu.

Görevler nedeniyle İnsanlar Dünyası'na sık gidiyorduk. Onların hayatına temas etme ve gözlemleme şansımız epey olmuştu. Aşkı hiç algılayamamıştım. Bunu hep merak etmiştim.

Bazı şeyleri gözlemlemek ile deneyimlemenin birbirinden farklı olduğunu yeni kavrıyordum. Özellikle kalbe, ruha dair şeyleri anlamak için duyguları yaşamak, deneyimlemek şarttı.

Peki merakım yüzünden mi bu haldeydim? Buna henüz bir yanıtım yoktu.

Dersler yoğun olduğu için ilk kez sevinmiştim. Aklımı bir şekilde dağıtmamı, kendimi oyalamamı sağlıyordu. Aklımı tam veremesem bile Micheal'ı düşünmemi engelliyordu.

Chris dalgınlığımı fark etmişti. Bir dosttan fazlasıydı, ailem sayılırdı. O gün dersten sonra yanıma geldiğinde sessizliğime daha fazla katlanamadığı açıktı. Bakışlarımı kaçırdım. Baksam anlardı.

''Hadi yürüyüşe çıkalım. Belki kendine gelirsin.''

''Ben iyiyim.''

''Emin değilim.''

Ondan çok kendime öfkeli olsam da hırçınlığım ona yansımıştı. Çünkü beni görüyordu. Bu duygular yüzünden yeterince suçlu hissederken bir de değer verdiğim dostumun beni görmesi... Kötüydü.

''Hadi.''

Elimden tuttu ve dışarı çıktık. Doğa hep iyileştiriyordu. Akademi ile binalar büyük, eşsiz bir ormanla çevriliydi. Ormanın içlerine doğru ilerleyince doğal güzellikler sizi karşılıyor, sakinleştirip rahatlatıyordu. Temiz havayı içime çekerek yürüdüm ve göle geldik. Üzgün ya da kızgın olduğumuzda buraya sığınıyorduk.

Şu an konuşmama aşamasında olduğumu ve kızgınlığımı anlayabilecek tek kişi Chris'ti. Önemli ve büyük sorunlarda içine kapanan tiplerdendim. O da beni zorlamaz ve anlatmamı beklerdi.

Bugüne kadar olduğu gibi şimdi de yanımda olduğunu hissettirdi. Eskiden beri başım derde girdiğinde, yanlış ve utanılacak bir şey yaptığımda bile her zaman yanımda olmuş ve beni desteklemişti. Benim en büyük şansımdı. Onun varlığına bir kere daha şükrettim.

Burası yine iyi gelmişti. Manzarayı izlerken kendimi daha güçlü hissetmeye başladım. Yanımda huzursuzca kıpırdandığında sessiz kalamayacağını tahmin ettim.

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Where stories live. Discover now