6. İtiraflar

1.1K 178 233
                                    

OY VE YORUMLARINIZLA DESTEKLERİNİZİ BEKLİYORUM ARKADAŞLAR.

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.


Bir yanım Chris'in sevgisinin yalnız bana ait olduğunu bilmekten dolayı haz duymuştu. Kibir... Sahiden değişiyordum. Ve bu iyi değildi. Chris'ten kaçabilsem de yeni Hazel'a sıkışıp kalmıştım. Cevaplara bir an önce erişmezsem mahvolacaktım.

O geceden sonra Chris ile yalnız kalmaktan kaçındım. Daha sık kütüphaneye gittim. İşaretsizler ile ilgili kitaplarda rastladığım kısa bilgiler dışında, yeni ya da yol gösterici herhangi bir şey yoktu. Bir çözüm yoktu. Peki bu işten sıyrılacaktım?

Bu durum uzun süre gizli kalmazdı, belki de çoktan öğrenmişlerdi. Her açıdan çaresiz kalmıştım.

Yedinci gün kütüphaneden çıktığımda karşımda Chris'i buldum. Duvara yaslanmıştı, beni görünce hemen yanıma geldi. Önümde durduğunda yakınlığımız bile öpücüğü hatırlattı ve rahatsız oldum.

- Benden yeterince kaçmadın mı?

İçimdekileri söylersem onu kaybeder miydim?

- Sadece zaman tanıyordum.

- Kime?

- Sana ve kendime.

Kollarımdan tutup beni kendine yaklaştırdı. Ona yakın olmak eskiden normal ve sıradandı. Şimdi her şey farklıydı. Hislerinin ne zamandır böyle olduğunu düşünmeden edemedim. Ona asla bu şekilde bakmadığım için farkında olmama ihtimalim de vardı.

Ah Chris... Onu üzmeyeceğim tek yol, ona yalan söylemekten, duygularımla düşüncelerimi bastırmaktan geçiyordu. Dürüst davranırsam onu kaybederdim. Yine de...

- Chris seni her şeyden çok sevsem de istediğin gibi sevemem. Bunu benden bekleme. Ayrıca yasak ve bu yanlışı zaten benim yüzümden yapmana izin vermem. Birçok güzel şeysin, ama günahkâr değilsin.

- Peki sen?

Sorusunun altında yatan anlam derindi. Her zamanki gibi zekiceydi, içimdekilerin daha fazlasını tahmin edebilmişti. Ben konuşamazken o ilk kez susmadı.

- Bu değişiminin nedeni biri mi?

Bir şeyler saklamaktan hatta konuşamamaktan yorulan kalbim ilk kez haykırdı. Nefes almamı zorlaştıran o düğümü gevşetmeye karar verdim.

- Her şeyi başından anlatacağım ama burada olmaz. Göle gidelim.

Rahatsız edilmeyeceğimiz tek yerdi orasıydı. Kafasını salladı.

Yürürken zaman ya hızlanmış ya da durmuş gibiydi. Vardığımızda göl ay ışığıyla parlıyordu. Bu romantik manzaraya karşın huzursuz hissettiren bir akşamdı. Konuşmak zorunda olduğum şeyler ise şimdiden ruhuma baskı yapmaya başlamıştı.

- Seni dinliyorum Hazel.

Kafamı kaldırıp aya baktım. Geceye en çok ay yakışıyordu.

- Chris, lütfen duyacakların için beni yargılamadan önce sonuna kadar dinle olur mu? Bunları sana anlatmamın doğru olmadığını biliyorum. Eğer ben karanlıktaysam ki öyleyim, niyetim seni de bu karanlığa çekmek değil. Ama sana daha fazla yalan söylemek, senden bir şeyler saklamak istemiyorum.

Derin bir nefes aldım. Ölümsüzler yemeye, içmeye, uyumaya, dinlenmeye, nefes almaya ihtiyaç duymazdı. Benimse son zamanlarda nefes alıp, dinlenmeye fazlasıyla ihtiyacım vardı.

RUH LEKESİ(düzenleniyor)Where stories live. Discover now