4. Bölüm Gözlerim,gözlerim...

770 54 17
                                    

"Daha çok var mı gelmemize?"

Takside arka koltukta neredeyse yatar haldeydim.

Başım cama dayalı yollara bakıyor bitmek bilmeyen trafiği inceliyordum.

"Abla ben ne yapayım baksana şu trafiğe."

İç çekip başımı salladım. Yol boyunca susmadan konuşan adam ticarilerin neler çektiğini İstanbul'da sürücü olmanın zorluklarını anlatırken ben dinliyormuş gibi yapıyordum.

Neden herkes başına gelen tüm sorunları İstanbul'dan biliyor?

"Beş milyon kayıtlı araç var İstanbul'da abla. Geleni gideni de say... "

Başımı salladım.

" ... her önüne gelene ehliyet verirlerse olucak olan budur."

Fikrimi beyan etmeden sadece ama sadece dinliyor gibi yapıyordum.

"...Birde millette para yok derler,her evde en az bir araba..."

Dur kalk dur kalk kusmak üzere olan midem varmamızla bir oh çekmişti.

Elimde bankadan çektiğim nakit para taksimetreye baktım. Aynı yolu iki katı fiyata gelmiş olmamız tek suçlunun trafik olmadığını bağırıyor sinirlenmeme neden oluyordu.

Parayı kurnaz olduğunu sanan adama uzatıp "Biraz fazla yazmamış mı?" diye sordum.

Adam sanki neyi kast ettiği mi bilmiyormuş gibi "Orda ne yazarsa o ben müdahale edemem."demiş ağzımın açık kalmasına neden olmuştu.

Kapıyı sertçe çarpıp Doruk'tan valizimi almak için okula yöneldim.
Eğer evim eteklerini toplayıp gezinmeye çıkmadıysa, sabah aldığım yol bol süt içip uzamadıysa ben kustum kusucam derken dolandırılmıştım.

"Sen mi geldin Cansel?"

Üzerinde mutfak önlüğü elinde bıçak kapıyı açtı Doruk. Üst katta kendi için dekore ettiği küçük stüdyo dairede kalıyordu.

Günümüz şartlarında birde eve kira vermenin delilik olduğunu söylemişti.

"Aç mısın,yer misin birşeyler?"

Kapıyı biraz daha aralayıp mutfağı görmemi sağladı. Burnuma dolan nefis kokular baştan çıkarıcı olsada yorgundum. Hemde çok yorgun.

İlk iş günü , insanı çileden çıkaran trafik, taksicisi , adımı söylememekte ısrarcı patronu derken bitmiştim.

"Ben direk eve geçip yatmak istiyorum. Yinede sağol."

Valizimi arayıp bulduğu bizim evin anahtarı ile birlikte bana uzattı. Evin karanlık duruşu halamın yine evde olmadığını anlamama neden olmuştu.

"Yüzüne ne oldu senin, kıpkırmızı?"

Elimle boş ver sonra konuşuruz işareti yapıp merdivenlere yöneldim.

"Cansel..."

Arkama dönüp Doruk'a baktım.

"Efedim?"

"Evde gördüğün şeyle şoka girmemeye çalış..."Elleriyle saçını başını dağıttı. "Yani şaşırman doğal tabi ama gece gece çok bağırmazsan..." Parmak uçları ile deniz tarafında ki yolu gösterdi. "Polis arabaları devriye geziyorlar,malum."

Güldüm. Süprizime emniyet güçlerini ayaklandıracak kadar şaşacağımı düşünen adama "Afiyet olsun."diyip eve geçtim.

"En azından Doruk'ta evin anahtarı varmış."

Kapıyı açıp ayakkabılarımı çıkarttım. İçeri valizimi çekiştirip ışığa uzandım.

"Bir bu eksikti."

Aşk Çeşmesi (Tamamlandı)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora