7. Bölüm Bu Aşk Değilde Ne Be!

645 51 13
                                    

"Bence bu yaptığımız mantıklı değil."
İttiğim market arabasını bırakıp yanımda durmaksızın itiraz eden Doruk'a baktım. Pazar tatilimi Belgin ve Bera için romantik bir tatil günü ayarlamak için heba etmek üzereydim."İtiraz değil takım çalışması bekliyorum senden."

Elimde ki iki kırmızı mumu yardımcı ve yardakçım gence gösterip seçmeye zorladım.
"Bu."

"Bence de bu. Diğerleri çok simli abartı olur."

Doruk'a göre sabahın erken saatlerinde alışverişe çıkmamız , üstelik bunu maydanoz olmak için hazırladığım romantik ortam uğruna yapmamız asıl abartıydı. Ben dakikalardır, varlığımdan rahatsız olup kıçıma tekmeyi basacaklar diye planımı anlatırken Doruk bizi buraya getiren kişinin Bera olmasına üzülüyordu.

Tamam kendi ayağına sıkılacak kurşunu şarjöre dolduran Bera saf ve acınasıydı. Bir parçada olsa benimde içim acıyordu . Ama başka çarem yoktu.

Gençliğimin en güzel yıllarını yayları kopuk yatak üzerinde uyuyarak, Bera ve Belgin'le sabah kahvaltısı akşam yemeği yiyerek geçirme niyetinde değildim.

"Benim şuan şu aktiviteyi kendi aşk hayatım için yapabiliyor olmam gerekliydi."

Kollarını birbirine doladı Doruk. Eliyle dudaklarına fermuar işareti yapmış genel duruşuna geçmişti.

"Hangisini alsam?"

Makarnaları elime alıp o piti piti yapmaya başladım. Hangi seçeneğin daha lezzetli olduğundan bir haberdim. "Spagetti yapma konusunda hem fikiriz ama hangi marka daha lezzetli."

Gözlerim bir an için fiyat etiketine kaydı. "Hani makarna öğrenci yemeğiydi?Bu ne arkadaş."

Bankada ki paramı elin romantizmine harcamak üzere olduğum gerçeği ağır bir yüktü.

"Ben hala daha seçiminin yanlış olduğu fikrindeyim."

Sepete koyduğum pakete baktım. "Hangisi ucuzsa o. Sonuçta Eymen'e pişirmiyorum. Görsel önemli."

Belgin için yeteneklerimi konuşturmama mutfakta döktürmeme gerek yoktu. Muhtemelen en son yıllar önce falan gluten içeren birşey yemişti.

Bera desen yüzücü olduğu bahanesi altına sığınıp enerji ihtiyacı olduğunu söyleyerek evde ki herşeyi tazmanya canavarı gibi öğütüyordu.

Hal böyle olunca ne yapsam onlara lezzetli gelicekti.

"Demek istediğim o değildi Cansel."

Kaşım havaya kalktı. "Menü tercihimse sorun."Elimi göğsüme vurdum. "O konuda kendimden eminim. Spagetti ve steak... Az biraz da şarap ekledik mi denkleme..." Sinsi sinsi sırıttım. "Daha romantik bir sofra bilmiyorum."

Çizgi filmlerde ki cadılar gibi kahkaha attım. " Bakalım varlığıma ne kadar katlanabilecekler."

Cık cıklayan Doruk'u makarna reyonunda bırakıp kasap kısmına yöneldim.

"Bir buçuk ... " Bera'dan bize birşeyler kalsın istiyorsam rakamları yüksek tutmak zorundaydım. "Hayır hayır iki iki buçuk kilo biftek alabilir miyim lütfen?"

Kibar bir şekilde gülümseyen çalışan siparişimi hazırlamaya başladı. Bu sırada Doruk yanıma gelmiş  elimdeki listeyi kontrol etmeme yardım etmeye başlamıştı.

"Buyur abla."

Uzatılan kızıl cenneti kavradım. Tam sepete yerleştirmek üzereydim ki üzerinde yazan rakamları gördüm.

"Bu ne?"

"Ne ne abla?"

Bir an için yer ayağımdan kaymış başım gözüm kararmıştı. "İki kilocuk et istedim cânım..."

Aşk Çeşmesi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin