20.Bölüm Kod Adı Kedi Operasyonu

516 43 14
                                    

"Acıyor mu?"Hayır anlamında başımı salladım. Bera kollarımda oluşan yanık bile sayılmayan kızarıklıklara ilaç sürerken ben ona bakıyordum.

"Nasıl mumlar yanarken uyuya kalırsın?"Başını kaldırıp bana baktı. Hemen önümde diz çökmüş olduğundan yüzü bana aşırı yakın duruyordu. Kırmızı gözleri şiş şişti.

"Halam hep uyurdu." Dudaklarımı ısırdım. Bera'ya ağladın mı sen diye sormak istiyor neden bilinmez cesaret edemiyordum

"Ellerini uzat." İtaatkar bir köpek gibi ellerimi avcuna uzattım. İlacı yavaşça sürdü. Kremleme faslı bitince durmamış parmaklarını elimin tersinde gezdirmeye başlamıştı.

"Bera..." Sesim kısık ve ürkekti. Yine o göğüs kafesime batan ağrı başlamıştı ve kalp atışlarım hızlanıyordu. "...iyi misin?"
Yavaşça yerinden kalkıp ahşap masanın üzerine oturdu. Gözlerini ayırmadan bana bakıyor beni izliyordu.

"Cansel..."Dudaklarını açtı. Birşey demeye kalktı sonra sustu.

Gözlerini yumup elini kalbine koydu. Geri açtığında kızıl gözleri bambaşka bakıyordu. "Ben..."
"Sen?"
"...senden hoşlanıyor olabilir miyim?"
Nefesim kesildi. Sanki zaman durmuş kalp atışlarım kulaklarımda çınlamaya başlamıştı.

"Bana birkez bile olsa burada bir boşluk hissedip hissetmediğimi sormuştun ya..."Eli kalbinin üzerinde kımıldandı. Konuşurken zorlu bie gizemi çözmeye çalışıyor gibi bir hali vardı. "...bugün seni kaybedeceğim diye o kadar korktum ki..."

"Çünkü ben Cansel'im..."Tek elim bala daha avcunda duruyordu. "Sende Bera'sın." Çekip çekmemekte tereddüt ettiğim elim titremeye başlamıştı." Birbirimize değer veriyoruz."

"Öyle değil..."Başını iki yana salladı. Anlamıyorsun diyen mimikleri ürkütücüydü. "Daha öncede seni bir daha görememekten korktum. Sen Ankara'ya gittiğinde,senden geriye birtek ayıcık kaldığında..."

Sustu. Bakışlarımı fark etmiş olmalıydı. "Bu sefer başka işte."

Elini çeken o oldu. "Ajda anne,Doruk ..." İç çekti. "Hepsi dikkatli olmamı,emin olup hareket etmemi söylüyorlar ama..."

Yutkundum. Ne demem gerektiğini bilmiyordum. Üstelik ne demek istediğimden bile emin değildim

"İnsan böyle bir şeyden nasıl emin olur ki?" Omuzları düşüktü. Duruşu uzun zamandır bu sorunla uğraştığını kanıtlayacak kadar yorgundu. Halam ve Doruk yapacağını yapmış aramızda ki dinamiği allak bullak etmişti.

"Ben ilk kez bir şeyi kaybetmekten bu kadar çok korkuyorum."Gözleriyle iyice beni inceledi. Mesafeli oturuşum şaşkın mimiklerin dikkatini çekmişti. "...üstelik kazanmadığım halde..."

Cevap vermemi beklemeden ayağa kalktı. Ben onu izlerken o gecemin karanlığına karışıp kaybolmuştu.

#####

"Ne yapıyorsun burada bu halde?"

İkinci bir emre kadar dergiye gelmememi söyleyen Mukaddes hanımın emrine uymuş sabah erkenden Salve'ye geçmiştim.

"Çalışıyorum."Üzerimde önlük etrafımda dönenip Seda'ya gülümsedim.

"Garsonluk mu yapıyorsun sen?"

Bana özel ayrılan cam kenarı masada internette yayınlamak üzere yazımı yazmış Mukaddes hanıma göndermiştim.

Boş boş pinekleyip kahve krizine girmektense Lorenzo'dan aldığım onayla bir işe yaramak adına oyalanıyordum.

"Bahçede ki masalarımız daha güzel."Elimde menü mekanı benden iyi tanıyan Seda'yı geniş bahçeye yönlendiriyordum.

"Lavantalarımız açmış..." Burnuma miss gibi çiçek kokusunu çekip Seda'yı boş masaya oturttum.""Çeşmeden dilek dilemek ister misiniz?"

Aşk Çeşmesi (Tamamlandı)Where stories live. Discover now