İnsanlar ikiye ayrılır. Tatlı tesadüflerin mükemmel aşkı önünüze sunabileceğine inanan romantikler ve gerçekte ruh eşi diye bir şey olmadığına inanan mantıkçılar...
Cansel dışarıdan bakıldığında evcilleştirilmesi mümkün olmayan vahşi bir kedi olabil...
"Erken gelmişiz bakıyorum." Bize ait masayı hazırlatan Lorenzo kapıda bizi karşılamış kibarca içeri çağırmıştı.
Dün yaşanan emekleme kaçma ve bağcık kaosundan sonra Seda'nın ricası üzerine Salve'de buluşma kararı almıştık.
"Sen dışarıda bizi bekle." Arslan'ın gerilen yüzünü sıktığı dişlerini umursamadı Seda. Kolunu Lorenzo'ya dolamış önden gitmemiz için ben ce Bera'ya izin vermişti.
Bera'nın yanında restorana girerken aklımda tek şey vardı. Ardımda bıraktığım ikilinin ilişkisinde bir tuhaflık vardı ve her anımızda yanımızda olan yerden bitme çapkın ruhlu şef Lorenzo bunun nedenlerinden biri gini duruyordu.
"Buyrun lütfen." Yanımıza gelen Lorenzo önce bana sonra Seda'ya sandalye çekmiş Bera'nın elleri havada kalmıştı.
Gülüp yanımda ki sandalyeyi gösterdim. Birşey demeden oturdu. Gözü ile Seda'nın yanına oturan adamı izliyordu.
"İyi biri ,tanıdıkça seversin."
Bera'nın yerden bitme Lorenzo'yu tanıması mümkün değildi. Değişimi bana bile dilimi yutturmuşken kızlarla mesafeli Bera'nın yerden bitmeden haberdar olmaması bile mümkündü.
"Bu senin için." Seda'ya sarı güllerden oluşan şık bir gül demeti verdi.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Tıpkı ilk gördüğüm gün olduğu gibi çiçeklerin rengi dikkatimi çekmişti. Neden kırmızı değil acaba diye düşünmemek elimde değildi. Yada pembe veya beyaz.. Sarı gül dediğimiz şey öyle ayak üstü bulunacak bir çiçek değildi.
"Buda senin için."
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Birkaç günebakandan oluşan demeti bana uzattı. İçimden buda sarı diye geçirsemde gülerek buketi elime aldım.
Yemeklerimiz gelirken sohbete başlamıştık. Seda Bera ile yakınlaşmak için ona sorular sorarken ben en son yemek yediğimizde Aylin'in oturduğu yere bakıyordum.
Genişleyen masaları kalabalık yemekleri oldum olası hep sevmiştim. Masadan yüzler azaldıkça melankolikleşiyor üzülüyordum.
" Ajda hanımla da tanışmak isterim." Sandalyeye bakmayı bırakıp dikkatimi masada ki sohbete verdim.
