15. Bölüm Rol İcabı

564 43 13
                                    

"Günaydın."
Esneye esneye mutfağa girdim. Artık elimde olmadan uyandırılmadan erken saatte uyanır hale gelmiştim.
Her sabah söylenerek oturduğum sandalyeye bu sefer kendi rızamla mızmızlanmadan kuruldum.
"Bera nerede?"
"Bilmiyorum." Omuz silken halam karşıma oturdu. Tabağıma rengi neredeyse kahverengine dönen birkaç sigara böreği kurup "Akşam geldiğimde evde yoktu. Bir ara anahtar sesi duydum ama sabah ıuandığımda yine yoktu."dedi. "Kahvaltıyı ben hazırladım."
Amatör bir şekilde hazırlanmış sabah kahvaltısını  incelemeyi bırakıp yüzümü Bera'nın oturduğu köşeye  çevirdim.
Sabahları beni uyandırdığı için söylendiğim kişiyi  birkaç gündür sofrada göremez olmuştum.  Farkında olmadan Bera ile yeniden didişmeye  kavga edip durmaya alışmış olmalıydım. Zira olmadığı ortamda eksikliğini hissediyor ,varlığını arıyordum.
"Sahilde koşu yapıyordur." Üzüldüğümü anlayan halam yanağımdan makas aldı. "Bera bu."
Kahvaltımı yemeye başladım. Halam Bera her kafasına birşey takılsa kendini spora yüzmeye verir diye anıları yaad ederken ben bu sefer neye takıldı acaba diye düşünmeye başlamıştım.

"Kafasında dönüp duran şey bir sonuca varınca,eskisi gibi bizimle takılmaya başlayacaktır."

İç çekerek yemeğimi yemeye devam ettim.Belli etmese bizden saklasa da Bera Belgin ile yaşanan ayrılıktan etkilenmişti bundan emindim.

"Belkide birşeylerden şüphelenmiştir."Kaşım havaya kalktı. Ayrılmak Bera'lık bir hareket değildi. Bera en mutsuz ilişkilerinde bile karşısındaki insanı terketmeye çekinen bir insandı.

Babası annesini terk ettiğinde küçük bir çocuk olan Bera annesini hatırlamasa da babasının duygusal çöküntüsünü çok iyi hatırlıyordu. Bu yüzden terk etmeyi değil,terk edilmeyi seçen bir insandı.

Çocukluk tramvası halam ve babasından sonra iyice derinleşmiş olmalıydı. Onun gibi birinin Belgin'den ayrılması sadece ama sadece  birşeylerden şüphelenmesi ile açıklanabilirdi .

"Nereye?"
Yerimden kalkarken "Bera'ya bakacağım."diye halamı cevapladım. Halam şüpheli gözlerle beni izlerken ben ardımdaki kişinin düşüncelerini tartamayacak kadar meşguldüm...

###

"Koşudan mı?" Çalılara abanan Doruk sabah sabah beni sahilde görmenin şaşkınlığını yaşıyordu. Tembelliğim bütün çevremce kabullenilmişti.

"Hayır." Çalılara yaklaştım. "Bera'ya bakmaya gitmiştim." Zorla yürütüldüğüm kaldırımları kendi rızamla adımlamış olmam garip olucak ki gözlerini alayla kocaman açtı.
"Sen..."
Gözlerimi devirdim.
"O ne?"
Elimde Bera'nın koşu yaparken kullandığı havlusu vardı. " Bankta buldum."
Dediğimi anlamamış gibi bana baktı. "Bera yoktu ama bu vardı." Havluyu salladım.
"Senden saklanmış olmasın Bera."
Bir an acaba diye düşündüm. Eve erken geldiğim için dün Bera'yı yakalama fırsatım olmuştu ama birşeyler tuhaftı.

"Olabilir mi dersin?"
Eskiden akşamları su almaya gittiğimde Bera ile karşılaşırdım  mesela. Uyku sersemi odasına girmemem için beni odama yöneltir yatağıma yatırırdı.

Birşeyler içtiğimde ani bir hareketle masaya altlık yerleştirir ben cips yerken kırıntılarımı makinaya çekerdi. Banyodan çıktığımda ardımdan yerleri paspaslar ıslak adımlarımı saniyesinde yok ederdi.

"Ciddiye mi aldın sen beni?" Çenemin altına parmaklarını uzatıp bebek sever gibi gıdımı okşadı.

"Ne ciddiye alıcam." Kollarımı birbirine doladım. "Bera bu." Mimiklerimi umursamaz tutmaya çalışıyordum. " Yüzesi gelip suya atlamış bile olabilir."

Gözlerini bana dikti. Birşeyleri çözmeye çalışır gibi bir hali vardı.

"Hem benden niye kaçsın ki?"
Bir müddet son günlerde aramızda geçen anları düşündüm. " Son zamanlarda çok iyi geçiniyoruz biz."
"Öyle mi?"

Aşk Çeşmesi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin