2

11.3K 587 56
                                    

Medya: Aceline Dide İz

Satır arası yorum yapmayı ve sol alttaki yıldızı boyamayı unutmayın. İyi okumalar🤍

***
"Ben gerçek ailemle tanışmak istiyorum." Bunu söyleyen ben değildim. Karıştığım kız olan Sude'ydi. Bu beni şaşırtırken onun ailesi hiç bir şey söylemedi. Annem hiç beklemediğim bir şey yaparak gülümsedi ve bu teklifini kabul etti. Gerçi bunu yapması gerekiyordu ama bize çok nadir gülümserken yeni tanıştığı bu kıza gülümsemesi içimde bir şeyleri kırmıştı. Yine de kız adına mutlu olmuştum.

"Dide ile vakit geçirmek isteriz biz de tabii ki." Sarışın adam ciddiyetle babama bakarak konuşuyordu. "Sude bizimle kalmalı." Babamın dediği beni dumura uğratmıştı. Onunla görüşmelerini bekliyordum tabii ki ama onun bizimle yaşamasını isteyeceklerini sanmıyordum.

"Dide de sizinle kalmalı." Babam sözlerine devam ettikçe ben şaşkınlıktan bayılacak hale gelmiştim. Tamam sevgi göstermesini beklemiyordum ama beni bırakması gerçekten hayatımın şoku olabilirdi.

Annem bakışlarını babama çevirip kaşlarını çattı. "Dide bizim kızımız." Bu lafı söylediğinde kumral kadın yutkunarak bakışlarını kaçırdı. "Dide onların kızı, Adeline." Babamın sözleri sanki kalbim bir dart tahtasıymış gibi hissettirirken kalbime binlerce ok saplandığını hissettim. Beni silmişti.

Biyolojik olarak annem olan kadın bana çevirdi başını. "Sen ne düşünüyorsun?" Boş bakışlarımı babama diktim. Gerçekten istemediğimi hissettirmişti. Bugün, şu an sırf kızları olduğum için bana baktıklarını sonuna kadar hissettirmişti. "İstenmediğim bir yere gitmeyeceğim." Dediğimde istemsizce öz ailemle gitmek istediğimi söylemiştim.

Babam bakışlarını benden çekip kızına çevirdi. Annem ise üzgünce bana bakıyordu. İlk defa duygularını bu kadar belli ettiğini görüyordum. Konuşmalar bittikten sonra oturduğumuz yerden kalktık. Bugün eski evlerimize gidecektik yarın ise gerçek evlerimize...

Arabada eve giderken kimse konuşmamıştı. Eve gelir gelmez onları beklemeden arabadan inip eve girdim ve odama çıktım. Gözlerim bunu bekler gibi dolduğunda sinirle çalışma masamda olan eşyaları yere fırlattım. Elime gelen her şeyi duvara fırlatırken rahatlamıyordum. Onların olan her şeyi parçalamak istiyordum. Sakin olmam gerekiyordu.

Beni istemiyorlardı...

Sakinleşemezken ellerimi saçlarıma atıp köşeye oturdum. Artık ağlamalarım sesli şekile dönerken hıçkırarak ağlamaya başladım. 17 yıl boyunca beni sevdiklerini ama belli etmediklerini düşünerek kendimi rahatlamıştım ama şu an anlıyordum. Onlar gerçekten beni zorunluluk olarak görüyorlardı. O kızı da aynı şekilde göreceklerdi. Sonuçta 17 yıl boyunca beni öz kızları sanmalarına rağmen böyle davranmışlardı. Saçlarıma değen el ile irkildim.

"Saçlarını çekme." Diyerek yanıma eğildi ve boynuma sarıldı. Ağlamam daha da şiddetlenirken kollarımı Can'a sardım. Onu bırakmayacaktım. Sürekli görmeye gelecektim. "Seni seviyorum." Dedim ağlamamı durdurmaya çalışırken.

"Ben de seni çok çok seviyorum." Ayrıldığımızda ellerini yanaklarıma koydu. "Babam ve annem mi üzdü seni? Üzülme, ben varım." Gülümsedim göz yaşlarım arasından. Etrafa baktım her yer dağılmıştı.

Yerde cam kırıkları görünce Can'ın ayaklarına baktım. Şişe kırılmış olmalıydı. Neyseki ayağında spor ayakkabıları vardı. Onu kucağıma alıp ayağa kalktım ve yatağa geçtim. "Ben gideceğim Can."

"Nereye? Ben de geleyim mi?" Burnumu çekip gülümsedim. "Hayır gelemezsin. Ben artık burada yaşamayacağım. Senin annen benim annem değil, senin baban benim babam değil." Dediğimde kafası karışmıştı. "Ama sen benim ablamsın."

FREYADonde viven las historias. Descúbrelo ahora