5

9.9K 464 39
                                    

"Çok güzel burası!" Can ve Çınar el ele ilerlerken ben, Alkan ve Hayal geriden geliyorduk. Poyraz abi ilerde bizi bekleyenlerin yanına vardığında biz de kısa sürede varmıştık.

Ağaçların arasında güzel bir bisiklet yoluydu. Etrafta tek tük insanlar vardı. "Bisikletleri şuradan kiralayacağız. Sizi bekliyorduk." Çakır abim açıklama yapmıştı. Bizimkileri elim ile gösterip tanıttım kısaca.

Aklıma gelen ayrıntı ile dudaklarımı ısırdım. "Biz Can ile kenarda otursak olur mu? Bisiklet sürmesek?" Eğer şimdi sürmeye çalışırsam her yerimin yararlanacağından emindim. En önemlisi rezil olacaktım.

"Hayır! Ben istiyorum binmek." Çakır abi kafasını iki yana salladı. "Olmaz. Hem vakit geçirmeye geldik. Oturmak istesek kafeye giderdik." Ofladım.

"Ben sürmeyi bilmiyorum." Şaşkınca bana baktı. Bir tık utanmıştım. "Sıkıntı değil. Öğretiriz." Rüzgar abi umursamazca konuşmuştu. Bisikletleri aldığımızda tutup inceledim.

İşte tekerlekleri, pedalı falan vardı. Mavi bir bisikletti. Önünde ise sepeti vardı. "Tanışman bitti mi hayatım?" Hayal gülerek konuşmuştu. Ben de gülümseyip koltuğa oturdum. Beklemediğim şekilde Karan abi yanıma yürüyüp koltuğun arkasından ve tahminimce direksiyon olan yerden tutmuştu.

Can'a baktığımda Alkan'ın önünde olduğunu gördüm. Şu an bu şekilde binmesi yeterliydi. Sonra dört tekerlekli bir tanesine binerdi.

"Ayaklarını pedala koy." Karan abi konuşunca ayaklarıma baktım. "Ya düşersem." Gülecek gibi oldu ama ifadesini düzeltti. "Tutuyorum düşmezsin. Korkma." Bu sırada diğerleri bisiklete binmişlerdi.

Karan abi onlara baktı. "Bir tur atın siz. İkincide geliriz." Bizimkiler bana baktığında gözlerimi kapatıp açtım. Onlar uzaklaştığında Karan abiye baktım. "Koyuyorum ayaklarımı. Sıkı tut lütfen." Ciddiyetle kafasını salladı.

Ayaklarımı koyduğumda sıkı sıkı tutunmuştum direksiyona. "Şimdi çevir pedalları. Bırakmayacağım tamam mı? Sakin ol." Sağ ayağım ile pedala bastım. Yavaş yavaş çevirirken gülümsedim. İlerliyordum.

Beş saniye kadar sonra yanıma baktığımda Karan abim yoktu. Gözlerim kocaman açıldığında birden dengemi kaybedip yere düştüm. Elime giren taşlarla canım acımıştı.

Karan abi koşarak yanıma geldi. "İyi misin?" Elimi tutup baktı. Hafif bir çizik vardı sadece. Bir kaç saniye de olsa güzel hissetmiştim."Hani bırakmayacaktın?" Dedim huysuzca. "Afedersin."

"İstersen bu günlük arkamda süreyim seni?" Kafamı iki yana salladım. "Hadi tekrar deneyelim."

***

Artık her yerim yara bere içinde kaldığında ağlayacak duruma gelmiştim. Sonuç olarak başarmıştım. Sürebiliyordum! Bu dizlerime ve kollarıma mal olsa da değmişti. Çünkü gerçekten güzel bir histi.

Karan abi bana öğretene kadar diğerleri biraz dolaşıp gelmişlerdi. Çınar beni süzüp sırıttı. "Hırpalanmışsın biraz hayatım." Göz devirdim ama gülüyordum. Üzerimdeki tozları çırptım. Yırtık pantolondan dolayı açıkta kalan dizlerim kızarmıştı. Avuç içlerim ise soyulmuştu ve çizikler vardı.

Onları beklerken oturduğumuz yerden kalkıp bisikletleri aldık. "Şimdi harika sürüyorum. Hadi." Hepimiz yeşil alanda ilerlemeye başladık. İlk baş küçük bir stresli andan sonra dengemi korumuş ve sürmeye devam etmiştim.

Kocaman gülümseyerek pedalı çeviriyor ve karşıma bakıyordum. Karan abime baktığımda önüme dönmemi söyledi. Sanırım dizlerim bir düşüşü daha kaldıramazdı.

FREYAWhere stories live. Discover now