24

2.6K 233 10
                                    

Ben kazandım. Evet ben, Freya. Sizin Freyanız. Burda size uzun zamandır yazdığım, kimi zaman ağlamama kimi zaman mutlu olmama sebep olan aşkıma karşılık buldum. Ve ne var biliyor musunuz? Hayatın bazı şeyleri bekletmek için çok kısa olduğunu anladım. Hayır ciddiyim. Bu kız o kadar zaman platonik takıldı şimdi bize akıl mı veriyor diyebilirsiniz ama evet. Akıl veriyorum. Ne demişler? Dediğimi yap yaptığımı yapma. Gidin söyleyin ne olacaksa olsun. Belki bana da bir ay önce bunu söyleseler göz devirir ve bunları umursamazdım. Ama şimdi kaybetme korkusunu yaşadım. Biliyorum. Hem olmayacaksa bile boşuna zamanınız gitmesin. Dediğim gibi hayat kısa ve ne olacağı belli olmuyor. Yarın yaşayacağımızın garantisini kim verebilir? Ayrıca yaptıktan sonra pişman olmak yapmadan pişman olmaktan daha iyidir her zaman. Bilinmezlik içinde yaşamaktansa bilenin içinde acı çekmeyi yeğlerim. Ertelemeyi bırakın ve yüzleşin. Sizleri seviyorum. Hepinize iyi ve mutlu geceler diliyorum..
#Freyanız

***
Tam net olmayan seslerle gözlerimi açıp esnedim. Gözlerimi yavaşça açıp kendime gelirken seslerin aşağıdan geldiğini anlamıştım. Saate bakıp banyoya ilerledim. Hızlıca elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçımı toplayıp odamdan ayrıldım.

İki gündür Alkanla beraberdim ve eve biraz geç geliyordum. Şu an neler olduğunu anlayamamıştım. Merdivenlerden inerken Aras hızlıca yukarı çıkıyordu. Kolundan tutup durdurdum. "Ne oluyor?"

"Akşama babamın yurt dışından misafirleri var. İş yemeği." Kaşlarımı kaldırıp indirdim ve onu yollayıp aşağı indim.

Etrafta bir kaç çalışan vardı. Gördüğüm kadarı ile mutfakta da bir kaç kişi vardı. Bahçeye çıkıp kendimi koltuklardan birine attım. "Dide."

Kafamı kaldırdığımda bana doğru seslenen anneme baktım. "Kızım kahvaltı yapmadan ne yapıyorsun burda? Hadi bir şeyler ye de alış verişe çıkalım."

Ona baygın gözlerle baktım. "Ben gelmesem çok uykum var." Aslında bir daha uyuyamayacağımı bilsem de bunun bir önemi yoktu.

"Hadi Dide. Kahvaltını hazırlattım yürü." İstemeye istemeye kalkıp ayaklarımı sürüyerek içeri geçtim. Daha üzerimi değiştirmem gerekti.

***

"Anne benim ihtiyacım yok bu kadar şeye! Gidelim hadi çok yoruldum." Diye mızmızlandım son bir saattir olduğu gibi. Saatlerdir alış veriş yapıyorduk ve ayaklarımda derman kalmamıştı.

Annem yaşına rağmen nasıl hala bu kadar dinçti anlamıyordum. Bir sürü şey almıştık ve yarısından fazlasına gerek bile yoktu. Evet, yeni bir şeyler almak beni mutlu ediyordu ama bunu internetten yapmayı tercih ederdim.

"Tamamdır zaten misafirler gelecek eve gidip biz de hazırlanalım." Mutlulukla gülümsedim. Annem yüzüme bakıp gülerek yanağımı sıktı. Beraber arabaya ilerledik ve aldıklarımızı arkaya bıraktık.

Annem şoför koltuğuna geçerken kemerimi taktım ve saatlerdir elime alamadığım telefonumu açtım. Alkandan gelen bir kaç mesaja cevap verip gruptaki mesajlarda göz gezdirdim. 

Annemle müzik eşliğinde sohbet ederek bitirmiştik yolu. Her ne kadar yorucu olsa da keyifli bir gündü. Arabadan inip eve geçtik. Paketleri çalışanlar odamıza çıkaracaktı. "Ben bir duş alayım, o süreye kadar gelirler heralde."

"Tamam bebeğim. Babanlar da gelir birazdan." Kafa sallayıp odama geçtim ve hızlı bir duş aldım. Üzerime güzel bir elbise geçirip saçlarımı kuruttum. Tarayıp şekil verdikten sonra ayakkabılarımı da giyerek odadan ayrıldım.

Aşağı indiğimde bizimkiler de gelmişti. Koltukta oturup telefonla uğraşan Rüzgar abimin yanına gittim. "Hoş geldin."

"Hoş bulmadım civciv. Keşke şu misafirler de hoş gelse artık. Sabahtan beri çalışıyorum açlıktan ölmeme az kaldı." Sitem ederek konuştuğunda gülümsedim. "Nasıl geçti günün bu arada?"

FREYAWhere stories live. Discover now