14

5.5K 357 15
                                    

Saçlarımı tarayıp kendime baktım. Üzerimde vücudumu saran beyaz, üzerinde minik çiçekler olan  askılı bir elbise giymiştim. Çiçeklerle aynı renk olan kısa hırkamı da giyince hazırdım.

Bugün şirkete gidecektik Uraz Beyle. Tasarım şirketi olduğundan etrafta sıkılmayacağımı düşünüyordum. Telefonumu ve Uraz Beyin verdiği kartı çantama koyup odadan ayrıldım.

Aşağı mutlulukla inip masaya geçtim. "Günaydın." Hepsinden karşılık aldığımda Karan abimin yanına oturdum. "Nereye böyle?" Karan abim gözlerini kısıp konuştuğunda Uraz Bey benden önce cevap vermişti.

"Bugün şirkete gideceğiz beraber." Ben de gülümseyerek onayladım ve kahvaltıma döndüm. "Akşam Tamerler gelecek." Dedi Uraz Bey bize bakarak.

Karşımda oturan Çakır abime baktığımda amcamlar demişti. Kaşlarımı anladım anlamında kaldırdım. "O zaman erken gelin bugün." Dedi Derin Hanım.

"Olur. Zaten Dide sıkılabilir o saate kadar." Uraz Bey bana doğru gülümseyerek konuştu. "Yok yok sıkılmam." Dedim hevesle. Herkes bu halime gülerken ben de gülmüştüm. "Görelim bakalım."

"Çakır senin hocalarınla görüştüm. Boşlamışsın dersleri?" Uraz Bey tek kaşını kaldırıp konuştuğunda Çakır abim gergince gülümsemişti. Eve özel ders hocaları geldiği için neyden bahsettiklerini biliyordum. "Olur öyle ya. Dideyle vakit falan geçiyorum ne yapayım ders mi çalışayım?"

Beni ortaya attığında gözlerimi kısıp ona baktım. Sürekli oyun oynuyordu yalancı. "Uyduruyor bu arada.Bahane bunlar." Dedi Aras içimdekileri söylerken.

Çakır abim yavaşça Arasa baktıktan sonra Arastan bir inleme sesi gelmişti. "Ah ayağım!" Uraz Bey onlara bezmiş bir ifade ile bakıp önüne döndü.

"Seninle sonra görüşeceğiz Aras efendi." Aras takmadan he he der gibi hareket yapıp ağzına bir salatalık attı.

"Kızım ne yiyorsun sen?" Derin Hanım bana doğru konuşunca tabağıma baktım. Birkaç salatalık ve peynir vardı. Derin Hanım kafasını iki yana sallayıp tabağımı aldı. İçi dolu şekilde geri önüme koyduğunda gözlerimi kocaman açtım.

"Bunu Arasla beraber mi yiyeceğim? Çok fazla." Dediklerime güldüler. "Annem sanırım seni Rüzgar ayısıyla karıştırdı. Hayır nasıl kilo almıyor ona da şaşırıyorum." Dedi Poyraz abim ikizine bulaşırken. Rüzgar abim gözlerini kısıp ağzındaki patatesle ikizine baktı.

"Biraz daha konuşursan seni de yerim." Poyraz abim pişilerden birini alıp ikizinin ağzına soktu. "Yersin benim ayı yogim yersin. Biliyorum."

"Benimde şirkette işlerim var bugün sizleyim." Karan abim şirketin avukatıydı ancak aynı zamanda başka davalarla da ilgileniyordu.

Kahvaltımızı güzelce yaparken Derin Hanım tabağımdakilerin yarısını yemeden kaldırmamıştı. En sonunda cidden kusacağımı anlamış olmalı ki kalkmama izin vermişti.

Hepimiz çıkarken Rüzgar ve Poyraz abimde çıkmıştı. Poyraz abim karakola, Rüzgar abimde şirkete geleceklerini söylemişti.

Ben Uraz Beyle gidecektim. Ön koltuğa binip kemerimi taktım. Daha sonrasında yola çıkmıştık. "Şarkı açabilir miyim?" Diye sorduğumda gülümseyerek kafasını sallamıştı. Güzel bir şarkı açıp telefonumu çıkardım.

Alkan&Dide

Alkan: Günaydınn

Alkan: Napıyorsun bugün?

Alkan: Nasılsın diyeyim yani önce?

Alkan: Buluşalım mı diyecektim

Alkan: Yani Çınarlarla tabii ki

FREYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin