13

5.5K 325 18
                                    

Hazala özel bölüm attım 🫡

Yüzüm asık şekilde bahçede oturuyordum. Hayal bana bir haftadır trip atıyordu. Açıkcası ona söylemediğim için kırılmıştı. Oyun oynarken üstten gelen bildirim yüzünden freyanın ben olduğunu öğrenmişti. Nasıl bildirimleri sessize almadığıma şaşırıyordum.

"Ne yapıyorsun tek başına burda?" Gelen sesle boş boş Rüzgar abime baktım. Yanıma oturup elindeki çikolatasını açıp bana uzattı. Omuz silktiğimde kendisi ısırıp yemeye başlamıştı. "Bir sorun mu var?"

"Arkadaşın ona söyleyemediğin bir şeyi öğrense ne yapardın?" Birkaç saniye düşünür gibi yaptı. "Ne olduğuna bağlı. Ama kendimi saklanan tarafa koyunca biraz kırıcı ve güvenilmez hissettiriyor."

Yüzüm mümkünmüş gibi daha çok düşerken Rüzgar abim bunu fark edip yanağımdan makas aldı. "Kendini affettirmeye bak. Gerçekten birbirinize değer veriyorsanız elbet barışırsınız"

Kafa salladım ve ayağa kalktım. Hayal'e gidecektim. Rüzgar abime teşekkür edip hızlıca odama çıkıp üzerime düzgün bir şeyler giydim.

"Ben çıkıyorum." Bağırarak aşağı inerken Çakır abim çıkmıştı karşıma. "Nereye civciv?" Ayakkabılarımın bağcığını bağlamak için eğilip konuştum. "Hayale gideceğim."

"Abim bıraksın seni." Kafamı iki yana salladım. "Yok yok. Ben giderim taksiyle. Zaten çok uzak değil." O da ısrar etmeden kabul ettiğinde dışarı çıkmıştım.

Evden ayrılıp bir taksi bulduktan sonra adresi verip dışarıya döndüm. Bir haftadır ilk zamanlar sürekli evine gitsem de konuşmuyordu benimle. Bende biraz zaman vermek amaçlı gitmeyi bırakmıştım.

Aslında düşününce Hayal de bana böyle bir şeyi söylemese çok kırılırdım. Sonuçta birbirimizin en yakınıydık.

Geldiğimizde parayı verip aşağı indim. Yan bahçede oynayan Can'ı gördüğümde gülümseyip ilk o tarafa yürüdüm.

"Küçük bey." Can duyduğu ses ile hızlıca kafasını kaldırıp bana bakmıştı. Yüzünde kocaman bir gülümseme oluşurken bahçeye girip dizimin üzerine çöktüm. Koşarak boynuma kollarını sardığında beline sarıldım.

"Ablasının bir tanesi." Yanağından sıkıca öptüğümde o da iki yanağımdan da öpmüştü. "Sen geldin mi?" Güldüm bu söylediğine. "Ben geldim. Ne yapıyorsun bakalım?"

"Ben oyun oynuyorum. Bak yeni oyuncaklarım var." Ayağa kalktığımda elimden tutup biraz ilerde oynadığı yere getirdi.

"Çok güzelmiş." Kafasını sallayıp dişlerini gösterek güldüğünde yanağını sıktım. "Hayal ablayı gördün mü bugün?"

"Evet, bahçedeydi sonra içeri girdi."

"Tamamdır balım. Ben oraya gideceğim sen de oynuna devam et tamam mı?" Gideceğim için yüzü düşse de kabul etti. Saçlarını karıştırıp yan tarafa geçtim.

Kapıyı çaldığımda Demet abla açmıştı kapıyı. Beni görünce kocaman gülümseyip sarıldık. "Hoşgeldin kız."

"Hoşbuldum Demet abla. Hayal odasında mı?" İçeri girip kapıyı kapatmıştık. "Evet. Barışın artık vallahi aşk acısı çekiyor sanki Hayal hanım. Son ses açıyor duygusal müzikleri. Ailece depresyona girdik."

"Anne!" Hayal annesini duyup bağırdığında güldüm. Merdivenlerin tepesinde bizi dinlediğini biliyordum. "Merak etme o iş bende." Dedim fısıldayarak. Daha sonrasında merdivenlere yönelip yukarı çıktım.

Hayalin odasına geldiğimde kapıyı çalıp araladım. Yatağında oturmuş kısık gözlerle duvarı izliyordu. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

FREYAWhere stories live. Discover now