Aceline Dide Fırat prensesler gibi büyütülen ama o kadar varlığın içinde sevgisiz kalan bir genç kızdı...
Bir gün o mükemmeliyetçi ailesinin kendi ailesi olmadığını ve bir Fırat yerine İz olduğunu öğreniyor.
***
Freya aşkın, güzelliğin ve tutkunun t...
Dideden mesaj geldiğinde hızlıca cevaplayıp konuştuktan sonra etraftaki insanlara baktım. Zaten diğerlerini beklerken yapabileceğim başka bir şey yoktu.
Banklarda dolu olduğundan mal gibi ayakta kalmıştım. Telefonla uğraştım bir süre.
"Alkan." Bana seslenen ince sesle sağıma döndüm. Kaşlarım çatılırken telefonu kapatıp indirdim.
"Selam, naber?" Bir kaç saniye tabiri caizse yüzüne mal gibi baktım. Dalga mı geçiyordu benimle?
"Sen hangi yüzle benimle muhattap oluyorsun?" Tersçe konuştuğumda yüzündeki ifade hiç bozulmadı. Hatta gelip önümde durdu.
"Neden olmayacakmışım? Ayrıca ilgimi çekmiyorsun desem yalan olur. Bu tip Didede harcanmamalı. O saf aşık moodunda gibi. Sıkıcıdır." Sonuna doğru koluma dokunduğunda elini sıkıca tutup ittirdim.
"Siktir git." Dedim sadece. Normal şartlarda asla bir kıza, kadına bu üslupla yaklaşmazdım ama yaptıklarından sonra sadece midemi bulandırıyordu.
"Sen beni red mi ediyorsun?" Dedi gülerek. "Hem de Dideye karşı. O kız cidden aptal." Sinirlerim bozulurken gülerek gözlerimi etrafta gezdirdim. Sonrasında tekrar Sudeye bakıp gülüşümü sildim.
"Bir daha." Dedim tane tane. "Dideye karşı hakaret etmeyeceksin. Ona yaklaşmayacaksın hatta adını ağzına.."
Lafımı tamamlayamadan dudaklarım kapandığında gözlerim kocaman açıldı. Şaşkınlıktan öylece kaldım. Tepki bile veremedim. Saniyeler sonra kendime geldiğimde öyle bir hızla ittirdim ki kendimden, yere düşmekten son anda kurtulmuştu.
Konuşamadım. Sadece baktım. Kolumla dudağımı sertçe sildim. Geri geri gittim. Hızlıca ordan ayrılırken bulduğum ilk mekanın tuvaletine attım kendimi.
Suyu açıp hızla dudaklarımı yıkadım. Ağzımı bile açmak istemiyordum. İğrençti. Tiksiniyordum. Daha sert sürttüm parmaklarımı dudağıma. Onun izi gitmeliydi.
Bu his tanıdık ve mide bulandırıcıydı.
Gözlerim dolarken kendimi durduramadım. Göz yaşlarım akmaya devam etti. Birden midemin ağzıma gelmesiyle lavaboya girip kusmaya başladım.
Küçük bir öpücük sadece, korkma
Gözlerimi kapattım sıkıca. Soğuk betona oturdum kendimi tutamazken. Hala tişörtümün eteklerine dudaklarımı silerken kafamı geriye yasladım.