51.Bölüm: YANGINA DÜŞMÜŞ ATEŞ PARÇASI

388K 22.5K 74.3K
                                    

Bol bol yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın ateş parçalarım. 🔥

Enemy - Tommee Profitt

  For You - HIM

Tonight Is The Night I Die - Palaye Royale

51.Bölüm: YANGINA DÜŞMÜŞ ATEŞ PARÇASI

Ateş Alanguva

Annem bana sevmeyi öğretmişti, babam bana öldürmeyi öğretmişti. İkisini de iyi öğrenmiştim.

Şebnem ve Tuğrul Alanguva'nın ikinci çocukları, karanlık tahtın gizli varisi. Annem yaşadığımız hayata rağmen bizi korumaya çalışır, kırmayı değil sevmeyi öğretirdi. Babamsa annemi kırmaz ama gizliden bize gerçekleri aşılardı.

Babamın elini omzuma koyup, "Sen, Cebonayan'ın sahibi olacaksın. Abin değil, sen olacaksın. Sen dedenin torunusun, sen en güçlü Alanguva olmak zorundasın, olmazsan yaşayamazsın." dediği gün savaşım başlamıştı.

Lider olmayı başarmıştım, ailemin kanlı mirasını yönetmeyi başardığım gibi. Ancak bir gün onunla yollarımız kesişmişti. Aşkın Erizgi.

Öyle bir kadındı ki daha önce tanıdığım kimseye benzemiyordu. Kontrol sürekli ondaydı ve bu benim gibi bir adam için tahammül edilebilir bir şey değildi. Ancak o alacalı gözleriyle hayatımın ortasına bir ateş parçası gibi düşmüştü.

Ele avuca sığmıyor, hayat dolu ama onun hayatını kanla boyamışlar ve o da buna ayak uydurmuş. Çaresiz, acılı ama bir o kadar da yenilmez ve güçlü. Omuzlarında dünyanın yükü var, acılarını göremiyorum ama hissediyorum. Duygusuz gözlerinin ardında yatan o küçük kız çocuğunu, onun her alacalı gözlerine baktığımda görüyordum.

Kendini o kadar sevmiyor ki, başkasının onu seveceğine bir türlü ikna olamadı. Onu o kadar sevmemişler ki o da kendini sevilmez sanmış. Halbuki o benim için bu dünya üzerindeki en sevilesi şey. Hem çok gerçek hem de çok gerçek dışı. Eşi benzeri yok, hem merhametli hem de acımasız. Her şeyin ortası, tüm renklerin karmaşası.

Şimdiyse ateş parçamı ellerim arasından almışlardı. Ona gerçek bir evlilik teklifi edeceğim gece, onu kaybetmiştim. Onu almaya gittiğimde, evde zehirli bir gaz vardı. Bu gaz normal bir insanı öldürebilirdi ama onun zehre bağışıklığı vardı. Onu kim kaçırdıysa, onu da beni de çok iyi tanıyordu.

"Ateş!" diye bağıran Pusat'la, hayatta kalan son adamın kalbinden çıkardım bıçağı. Artık hayatta değildi. "Ne halt ediyorsun sen?" dediğinde etrafa baktım. Her tarafım ceset doluydu, hepsini ben öldürmüştüm.

Mermisi biten silahımı yere attım. Ardından da bıçağı öldürdüğüm adamın üstüne attım. Kanlı bıçağın, cesedin üstüne düşerken çıkardığı sesi yankılanmıştı kulaklarımda. Koca hangarda, hayatta kalan kimse yoktu, her taraf kandı. Onu bulamadığım her saat daha fazla kişiyi öldürüyordum.

"Yanına kimseyi almadan nasıl çatışmaya girersin tek başına?" Pusat yanıma ulaşırken hala bağırıyordu. Bu sırada etrafı da izliyordu, kanla kaplı koyu gri duvarlardan kan bir ressamın damgası gibi çok özenilmiş ama belli edilmemiş gibi akıyordu.

Siyah gömleğimin her tarafı kandı. Siyah giyinmiştim, adam öldürmeye giderken beyaz giyinilmezdi.

"Özkanlar kaçırmamış işte! Şimdi bir düşman daha kazandın, mutlu musun? Planın bu mu? Onu bulana kadar herkesi öldürmek mi?"

ATEŞPARE (+18)Where stories live. Discover now