5

621 97 92
                                    

Kiyoomi, kiralandığı süite girmeden önce Atsumu'yu aradı. Son 5 yıldır işi ve evlilik hayatını olabildiğince ayrı tutmuştu ama bu acil bir durumdu.

Atsumu açmayınca bir daha aradı. Bir restoran günün bu saatinde ne kadar meşgul olabilirdi ki?

Atsumu bu sefer üçüncü çalışta açtı.

"Omi? Bir sorun mu var?"

"Evet. Yemek altıda yazmışsın."

Altıya yarım saat vardı, Kiyoomi buna yetişemeyebilirdi. Sonuçta hala öldürmesi gereken bir adam, ardından atlatması gereken bir grup güvenlik vardı.

Atsumu sanki nefes nefeseydi.

"Bunun için mi aradın?"

"Ne oluyor orada?"

Atsumu bir süre cevap vermedi.

"Yedide Hinata ve Kageyama'nın partisi var, unuttun mu? O yüzden– o yüzden yemek... altıda."

Atsumu sadece nefes nefese değildi, sürekli değişen rüzgarın sesine bakılırsa koşuyordu.

"Neredesin, Atsumu?"

Atsumu gergince güldü.

"Eksik malzeme. Yetersiz elemanlar. Ben almak zorunda kaldım." Kiyoomi bu açıklamaya ne kadar inanması gerektiğini bilmiyordu. "Başka sorun var mı, Omi?"

Evet, Kiyoomi neden tek bir malzeme için bu kadar hızlı koştuğunu sorabilirdi. Neden sanki koşan tek kişinin Atsumu olmadığını sorabilirdi. Arkadaki kırıp dökme seslerini sorabilirdi.

"Hayır."

"Akşam görüşürüz, Omi."

Kiyoomi cevap vermeden aramayı sonlandırdı.

Süite girip kapıyı kilitlediğinde, karşısında sonraki hedefi vardı.

Osaka'da, yeni yeni ün kazanmaya başlamış bir silah satıcısı. Biraz daha deneyim kazansa çok tehlikeli birine dönüşebilirdi. Kiyoomi, biraz daha büyümeden işlerine son vermek için buradaydı. Şanslı sayılırdı, sonuçta adam, Kiyoomi'yi ayağına çağırmıştı.

Kapıya bir de kendi getirdiği kilidi astı, içeri yürüdü.

"Nagano Yuta?" diye seslendi adam.

Kiyoomi hedefine doğru yürürken siyah eldivenlerini giydi. "Benim."

Uzun ceketini çıkartırken balkona yakın bir yere bırakmayı ihmal etmedi. Üstündeki takım elbise belli ettiğinden daha esnekti, böyle görevler için tasarlanmıştı.

Görevinin ayrıntıları hakkında düşünmemeye çalıştı. Zorunluluktan buradaydı, Bokuto son saniye hastaneye kaldırılmasaydı Kiyoomi bunu üstlenmek zorunda kalmayacaktı.

"Senin b–"

Elini kaldırarak adamı susturdu.

"Şu saniyeden sonra izinsiz konuşman yasak." Kiyoomi saate baktı, 27 dakikası vardı. Eve dönüş zaten 20 dakikaydı– zorlarsa belki 15 olurdu... "Ve seni hala iki ayağın üstünde görüyorum."

Hızla dizleri üstüne çöken adama bir bakış daha atmadı, çantasındaki kelepçeleri çıkarttı. Ne kadar acele ederse o kadar iyiydi.

Odanın iyi korunduğunu biliyordu. İşini kapıdaki güvenliklere belli etmeden bitirmeli, sonra oteli terk edebilmeliydi.

Kelepçeleri yerleştirirken taksiye binse kaç dakikada gideceğini düşünüyordu.

"Ben çalışırken uslu duracak mısın?"

48 saat √ sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin