11

595 94 88
                                    

Garaj yoluna girerken Kiyoomi'nin elleri titriyordu.

Prensip olarak Kiyoomi, bütün hedeflerine mutlaka bir planla giderdi. Doğaçlamaktan çok hoşlanmazdı, o yüzden her zaman aklında hep bir fikir olurdu.

Şu an ise... zihni tamamen bomboştu.

Bir planı yoktu. 48 saati çoktan başlamıştı ve Kiyoomi hiçbir şey düşünemiyordu.

Hala videodakinin Atsumu olup olmadığından yüzde yüz emin değildi. Sonuçta elinde kesin bir kanıt yoktu, sadece fazlasıyla Atsumu'yu anımsatan bir adam vardı. Belki de o, Atsumu değildi.

(İç sesi bundan emindi: O, kesin Atsumu'ydu. Dünya üzerinde Kiyoomi'nin, Atsumu'dan daha iyi tanıdığı kimse yoktu.)

Şimdi... kapıdan girip ne yapacaktı? Eğer Atsumu olup olmadığından emin olamazsa ne yapmalıydı? Kiyoomi onun hazırladığı yemeği yiyecek, peşinden onunla yatağa mı girecekti?

Eğer bu doğruysa... Atsumu aslında kimdi? Başka ne yalanlar söylemişti?

Titreyen ellerini durduramıyordu. Kiyoomi, Atsumu'yla bir hayat paylaşmaya söz vermişti. Az sonra onun suratına bakıp kaç kişiyi öldürdüğünü merak etmiyormuş gibi davranacaktı.

Kapıdan girer girmez kendisini karşılayan Atsumu'yu görünce düşünceleri kesildi.

Atsumu kendisini asla kapıda karşılamazdı.

"Tam zamanında geldin."

Kiyoomi, bir süre Atsumu'nun yüzünü inceledi ama normalden farklı bir şey bulamadı. Yüzünde her zamanki gülümsemesi vardı, gözleri ise her zamanki gibi herhangi bir duygudan arınmıştı.

Ortada kan donduran bir ihtimal varken Kiyoomi zihninin gerisine gömdüğü düşüncelerin açığa çıkmasını engelleyemedi. Atsumu'nun gülümsemesinden nefret ediyordu.

Şimdi, tam şu an, evlendiği adamın geri gelmesini diledi.

"Her zamanki gibi."

Atsumu mırıldanarak onayladı. Daha Kiyoomi itiraz edemeden Atsumu arkasına geçmiş, parmaklarını Kiyoomi'nin omuzlarında gezdirmeye başlamıştı.

Kiyoomi'nin ilk içgüdüsü Atsumu'yu itip evi terk etmekti ama Atsumu sadece ceketini çıkartıyordu.

Atsumu da biliyor muydu? Kiyoomi'nin işini, çöldeki kişinin o olduğunu biliyor muydu?

Ya da biliyorsa... Kiyoomi'nin bildiğini biliyor muydu?

Kiyoomi'nin gerginliği her geçen saniye artıyordu.

"İş nasıldı?"

Kiyoomi yutkundu. "Aynı. Rakip firmalar nasıl olur, biliyorsun."

Atsumu ceketi askılığa asarken gülümsedi. "Bilmez miyim?" Ardından arkasını dönüp ilerlemeye başladı. "Masaya yardımcı olur musun?"

Kiyoomi'nin, Atsumu'yu mutfağa kadar takip etmekten başka şansı kalmamıştı.

Atsumu sebze tepsisini Kiyoomi'ye ittirdi, kendisi bardaklara uzandı. Belli ki aceleci davranmıştı ki kolu bir bardağa çarptı, yere cam parçacıkları saçıldı.

Bir süre kimse hareket bile etmedi. Kiyoomi, arkası dönük olan Atsumu'nun tepkisini göremiyordu.

"Ben..." diye başladı, bilerek Kiyoomi'ye bakmıyordu sanki. "...ben hallederim. Sen kendi bardağını al."

Ardından şarap dolu ikinci bardağı Kiyoomi'ye uzattı, mutfağın çıkışına ilerledi.

Nedense Kiyoomi, Atsumu'yu gözünün önünden kaçırmak istemiyordu.

48 saat √ sakuatsuWhere stories live. Discover now