24

490 90 37
                                    

"...En fazla bu kadarını yapabilirim, Kiyoomi."

Ushijima'nın kulaklıktan gelen sesi, her zamanki gibi dümdüzdü.

Kiyoomi sürücü koltuğundaki Atsumu'ya döndü, kısa bir süreliğine bakıştılar.

"Teşekkürler, Wakatoshi."

Kiyoomi, iş arkadaşlarından hiçbirine güvenmeme taraftarıydı ama Ushijima'nın fazlasıyla yetenekli olduğu şüphe götürmezdi. 10 dakikadan az bir süre içinde Haiba Lev'in yerini tespit edebilmişti.

Yüksek güvenlikli bir hücreden onu nasıl kaçıracaklarını bilmiyordu ama hiç değilse denemelilerdi. Ellerindeki tek plan buydu ve Kiyoomi iş zora binerse Atsumu'yu en yakın ajana teslim edip yüzerek ülkeyi terk etme fikrini zihninden kovmak için kendini bir şeylerle meşgul etmeliydi.

(Böyle bir şey yapmazdı. Tabii ki yapmazdı. Daha birkaç saat önce silahını indirmişti, şimdi niye kendiyle çelişsindi ki?)

Acilen kafasını boşaltmalıydı.

"Dikkatli ol."

Kiyoomi onaylarcasına mırıldandı.

"Bu arada, Wakatoshi-kun..." Kiyoomi başını yola çevirdi. "Arabanı ödünç alıyoruz."

"Ne?" Ushijima şaşkınken bile ses tonunu değiştirmiyordu. "Arabamın ödünç alınmasına rıza vermedim. Onu geri bırakmalısınız."

Kiyoomi bir anlık duraksamadan sonra konuştu.

"Wakatoshi, kibar davranıyordum. Ödünç almak derken... bu bağlamda çalmak demenin uygun olmadığını düşündüm. Kaba bir tabir."

O bunları söylerken Atsumu sanki dünyanın en absürt şeyini duymuş gibi kendisine döndü. Gözlerindeki pırıltı öldürülmek için aranan biri için kesinlikle uygunsuzdu.

Kiyoomi onu görmezden geldi.

"Ama, evet. Arabanı çaldık."

Atsumu "Robot musunuz siz?" diye fısıldadı.

"Arabamı mı çaldınız?"

"20 dakikadır yoldayız."

"30." diye lafa atladı Atsumu.

"Hayır, 20."

"30."

"Saate bak."

"Kaçta yola çıktık?"

"Kiyoomi," diyerek tartışmalarını böldü Ushijima. "Miya Atsumu arabada mı?"

"Söylememiş miydim?"

"Ona restoranı konusunda çok hayal kırıklığına uğradığımı belirtmelisin. Yıllar boyu yemeklerine beş yıldızlı yorumlar bıraktım ama övgülerimi-"

"Görüşürüz, Wakatoshi-kun." diyerek sözünü kesti. Atsumu yan koltukta gülüyordu. "Arabanı sağ salim getiririz.

İletişim kesildiği gibi Atsumu kahkaha atmaya başladı.

"Omi!"

Kiyoomi homurdandı. "Yola baksana sen."

"Bu bağlamda çalmak demenin uygun olmadığını düşündüm." Kalın bir sesle Kiyoomi'nin taklidini yapmaya başlamıştı. "Ödünç almak doğru kelime seçimi değildi. Ama ben, Robot-kun, çalmak demeyi bu duruma uygun bulmadım, kaba bir tabir-"

Atsumu komik olmayan esprisine fazla gülmeye başlamıştı. Öyle ki Kiyoomi neredeyse gerçekleri onun yüzüne vuracaktı.

Neredeyse Atsumu'ya evlilikleri boyunca robot gibi davrananın kendisi olduğunu, sahte gülümsemeler ve politik konuşmalardan ibaret olduğunu hatırlatacaktı. Neredeyse görmezden geldikleri tatsız konuyu pat diye açacak, neşelerini kaçıracak, planlarını mahvedecekti. Neredeyse.

48 saat √ sakuatsuOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz