34

290 55 36
                                    

Neyin gerçek neyin rüya olduğunu bilmiyordu.

Bu, Atsumu'nun bilincinin gidip gelişi olmalıydı.

Kendisini çevreleyen sıcaklık gerçekti. Kuroo'ya uzanmaya çalışırken aşağı düşmesi ve yere çakılması rüyaydı. "Geri uyu, Atsumu." diyen ses gerçekti. Kendisine çevrilen Kenma'nın silahı rüyaydı.

Yüzü kendisininkine çok yakın olan, endişeli gözlerle bakan Kiyoomi kesinlikle gerçekti.

"Uyandın mı?"

Atsumu ağzını açtı, boğazının kuruduğunu fark etti. Su istemeye çalıştı ama sesi çıkmıyordu.

"Ara verdik. Bir şey ister misin..."

Evet, su.

Bunu demesi rüya olabilirdi.

Atsumu keşke uyanmasaydı. Çünkü artık rüyaları gerçekten ayırt edemiyordu. Gözlerini her açtığında gördüğü Kiyoomi'nin gerçek olup olmadığını ayırt edemiyordu.

"Su mu istemiştin?"

Atsumu onayladı, kendisine uzatılan suyu içti. Omzu ağrımıyordu. Bu bir rüyaydı. Boğazı hala acıyordu.

"Neredeyse vardık, Atsumu." Bunu diyen Kiyoomi'yi göremiyordu. "Sözünü tutamadın. Eğer biraz daha dikkatli olsaydın..."

Hangi Kiyoomi gerçekti, bilmiyordu.

Alnındaki el gerçek olmalıydı. Alnında hissettiği Kuroo'nunkiyle eş olan delik rüya olmalıydı.

Ağzını sonuna kadar açıp nefes alamaması rüyaydı- ya da gerçekti. Ayırt edemedi.

Su içmesi gerçekti, çünkü ilaç yutmuştu. Canı acıyordu. Gözyaşları rüya olabilirdi çünkü Kenma kendisine ağlamayı kesmesini söylüyordu.

Omzundaki acının geçmesi gerçekti. Birinin omzuna bir şeyler sarması da gerçekti. Osamu'nun anlaşılmaz bir şeyler söyleyip durması da gerçekti- ama Atsumu onun ne diyeceğini anlayacak kadar uyanık değildi.

Omzundaki acının dönmesi gerçekti.

-

Atsumu tamamen uyandığında bir arabanın arka koltuğunda olduğunu fark edecek kadar bilinci açıktı.

Bu sefer Kiyoomi kendisine bakmıyordu, başını geriye atmış, ağzı açık uyuyordu.

Atsumu'nun hareket edecek cesareti yoktu ama sürücüleri buna gerek kalmadan uyandığını anlamış gibiydi.

"Günaydın."

Osamu'nun sesini bu kadar yakında duymayalı o kadar olmuştu ki Atsumu içinde bir şeylerin burkulduğunu hissetti.

"Samu," Sesi fısıldar şekilde çıkmıştı.

"Nasıl hissediyorsun? Kalkmaya çalışma."

Atsumu, Atsumu olduğu için kalkmaya çalıştı. Hem başaramadı, hem de Kiyoomi uyurken bile bilinçsizce elini sırtına bastırarak onu engelledi. Sanki uyuyan Kiyoomi'ye göre Atsumu'nun ufacık bile hareket etmesi hayati bir tehlikeydi.

"Hiç laf dinlememe özelliğini kaybetmediğine sevindim."

Atsumu'nun yüzünde zayıf bir gülümseme belirdi.

"Sen de hiç değişmemişsin, Samu." Atsumu bilerek fısıldamıyordu, sesi kısılmıştı. "Daha çirkin olman dışında yani."

"Ne dedin? Duyamadım."

Atsumu neredeyse gözlerini devirecekti.

"Aptal."

"Moron."

48 saat √ sakuatsuWhere stories live. Discover now