27

544 87 73
                                    

Çaresizce bakışmaları sadece bir saniye sürdü. O bir saniye içinde aralarında içeriği fazlasıyla depresif olan bir konuşma geçti; yorgunluğun yanında hemen kaçmaları gerektiğini belirten panik.

Bir düğmeye basılmış gibi aniden harekete geçtiler. Atsumu yatağın üstündeki ince battaniyeyi çekiştirirken Kiyoomi Lev'in sandalyesini banyoya doğru ittirmeye başladı. Lev'in kafası karışmışa benziyordu.

"Hey- benim alakam yok- bana ne yapacaksınız?"

Atsumu katladığı battaniyeyi Lev'in ağzının üstüne getirirken konuştu. Sesi normalden daha bitkindi. "Uslu durursan hiçbir şey."

Kiyoomi yatağı ittirmeye, Atsumu battaniyeyle Lev'in yüzünü kaplamaya başladı. O sırada "Sessiz ol, tamam mı?" diye fısıldıyordu ama boşunaydı, Lev panikle bağırmaya başlamıştı bile.

"İkinci bloktan kapalı otoparka bir çıkış var, oraya geçmemiz lazım, Omi."

Atsumu Lev'in sandalyesini yere itip banyodan çıktığı gibi Kiyoomi kapıyı çekti. Yatağı kapının önüne itti, Atsumu da o sırada çalışma masasını yatağın üstüne attı.

Odadan çıkmadan önce Atsumu, içeri soktukları çantayı boşalttı, durumları izin verdiği kadar içinden birkaç şey kaptılar.

"Gerçekten nereye gidiyoruz?"

Atsumu elindeki kemeri salladı. Bir odaya işaret etti. "Bunu şu odaya saklıyoruz. Sonra acil çıkıştan markete iniyoruz. Marketin birden çok çıkışı var. Yandaki AVM'ye geçebilsek iyi ama ilk önceliğimiz her türlü binadan çıkmak."

Bunları derken sanki kendisi de dediklerini yapabileceklerine inanmıyormuş gibiydi. Kiyoomi, AVM'ye geçseler bile çok uzun süre hayatta kalabileceklerinden emin değildi.

Tam anlamıyla bataklığın dibine çökmüşlerdi.

Dalga geçmeden edemedi. "Bunun da mı eğitimini aldın?"

Atsumu çaprazlarındaki odanın kilidiyle uğraşabilmek için eğildi. "Hayır. Buna ileri görüşlü olmak deniyor. Sonra sen de denersin." Omuz silkti. "Hayatta kalırsak."

"Planı ne ara yaptın?"

"Hapishane sırasında."

Kiyoomi gözlerini devirdi.

"Ben atık su kanalında yüzerken ne ara plan yapmamı bekliyordun?"

"Öleceğiz, Omi, laf yarıştırmayı kes."

Kiyoomi "Sen başlattın." demek üzereydi ki kendini tuttu. Şimdi laf yarıştırmaya başlarlarsa şirketleri kendilerini bulduğunda iki moron gibi kavgayı kimin başlattığıyla ilgili kavga ediyor olacaklar, üstüne çok geçmeden öleceklerdi.

Atsumu'nun kaşları çatılmıştı. Kilidi halledemediği belliydi.

Buna zamanları yoktu. Kiyoomi, Atsumu'yu kenara ittirdi, kırılana kadar kilide bir, iki- üç tekme attı.

Benzer süreci bu odada yaptılar. Kemeri bir kenara fırlattılar, dışarı çıkmadan önce Atsumu odadaki radyonun sesini sonuna kadar açtı.

Kiyoomi acil çıkıştan markete inerken planlarını düşündü. Az sonra bu koridoru kendileri gibi ajanlar dolduracak, takip cihazından kemeri bulacaklardı. Radyonun sesini kıstıklarında hala karşı odada bağırmakta olan Lev'i duyacaklar, biraz da orada oyalanacaklardı.

Lev ise onlara yanlış bilgi verecekti. Kapalı otoparkta olduklarını söyleyecek, ajanları zıt istikamete yönlendirecekti. Basit ama olabildiğince zaman kazanmak amaçlı kurulan bir plandı.

48 saat √ sakuatsuWhere stories live. Discover now