Bölüm 13

39.4K 1.2K 198
                                    


Benim için çok değerli olan oylarınızı vermeyi unutmayın. 🥰 iyi okumalar. 💜

Şimdi gidersem sesin sahibi olan bu kadını bir daha bulamayabilirdim. Bana sadece içeri girip odanın sahibinin kim olduğunu öğrenecek kadar kısa bir süre gerekiyordu. Tek kural, bunu onların ruhu bile duymadan yapmam şarttı. Tüm ihtimaller göz önünde bulundurulduğunda, en iyi ihtimalle seks anları can alıcı kısmından bölünmüş iki çıplak tarafından sorguya çekilirdim. İhtimaller aynen şöyle devam ediyordu:

Han güvenlik ekibine teslim edilmek. Sonunun gladyatörler ile biteceği kesin,

İçeride bir saldırıya maruz kalmak. Etkisiz hale getirilmem kaçınılmaz,

Yakalanmam durumunda üçüncü olma teklifini masaya vurmam. Bu travmayı atlatmam imkansız. O kadınla konuşmanın bir yolunu bulabilirsem buna tamamen değerdi.

Koridoru kontrol edip kapıya tamamen yanaştım. Bu raddede yaptığımı gören bir gözün olmadığından emin olmam gerekiyordu. Gümbürdeyen kalbimin sesinden başka bir şey duyamadığım için kemerimde duran dal parçasına uzanırken gözlerim durmadan etrafı taradı. Saniyeler sonra büyümün hayali eliyle dalı kavrıyor, onu şekillendirip, kapıyı açacak hamleyi sağlaması için kapı deliğinde onu yönlendiriyordum. Bu sırada kilidin içindeki toz ve kapının ahşap katmanları net bir görüntüyle zihnime yansıdı. Tıpkı dal üzerinde bir gözüm varmış gibi. Görü yeteneğimin farkındalığıyla gülümsedim. Sanki büyümü tanıdıkça içimde yeni bir ben doğuyordu.

Dal delikte tam tur attı. Aynı anda normal şartlarda duyulmayacak fakat şu an kulağa bir çığlık kadar yüksek gelen o ''Kilink'' sesiyle kapı aralanıvermişti. Çok geçmeden rahatlama ve sevincin yerini yeniden korku aldı. Nefesim en az içeridekiler kadar hızlanmış olmalıydı ki bu ritim başımı döndürüyordu. Kapı aralığından yüzüme çarpan sıcak hava mide bulandırıcıydı. Çektiğim her nefeste onların havada uçuşan ölü deri parçaları veya yine bedenlerinin hareketiyle vücutlarından yükselen moleküllerinin içime dolduğunu düşünmeden edemedim. İçeri attığım ilk adımda hanın mimarisine minnet duydum. Çünkü dikildiğim yerden beni görmelerini imkansız kılan uzun bir holün ortasındaydım.

Artık içeride olduğumdan inlemelere ek olarak nefes sesleri de atmosfere eşlik eder olmuştu. Odanın görebildiğim kısmında burada bir kadının yaşadığına dair ipuçları arıyordum. Biraz sonra sevinç çığlıkları atabilirdim. Tam karşımda, makyaj masasının üzerinde kadın parfümleri ruj tüpleri duruyordu. Oda zamanında Hanzeb'in yatağını ısıtmış olan bu kadınındı.

Şimdi çıkabilir ve adamın odadan ayrılmasını bekleyebilirdim. Nihayet kaydettiğim bu gelişmeye karşılık mizahşör yücelere hareket çekmek istiyordum. Ama bunu sonraya saklayacaktım. Çıkmak için arkamı döndüğümde panik bir battaniye gibi omuzlarıma sarıldı. Kapı tamamen kapanmıştı. Üstelik sesini duymadığıma son derece emindim. Sanırım bu, yeniden ses çıkarmam gerektiği anlamına geliyordu. Ama bir saniye sonra kapı kolu tamamen ortadan yok olduğunda bu problem tamamen geride kaldı. Az kalsın boğazımdan yükselen çığlık serbest kalacaktı ki, bir tıpa görevi gören dudaklarıma kapattığım yardım sever bir elim vardı.

Cebimde gittikçe ısınan yumurtanın yakıcılığını baldırımda hissediyordum. Yumurtanın laneti kapı kolunu yok etmiş olabilir miydi?

Telaşla saklanabileceğim bir yer aradım. Birazdan malum dakikaları sona erdiğinde beni görecek açıya girmeleri kaçınılmazdı. Tüm bunların arasında inleme ve etin ete çarpma sesi odaklanmama hiç yardımcı olmuyordu.

Açık kapılardan ilkini banyo olduğu için orayı elemek akıllıcaydı. Bu tür dakikalardan sonra gidecekleri ilk yerin banyo olması muhtemel olduğundan yakalanmam sadece saniyeler sürerdi. Yere çökerek ikinci odaya doğru olabildiğince emeklemeye başladım. Hayat herkesi dizlerinin üzerinde farklı sebeplerle tutuyordu işte, bunu yataktaki kadına ve bana bakarak anlamak zor olmadı. Duvara yaslanıp soluklandıktan sonra aralık kapıdan ne görebildiğime baktım. Bu verdiğim en doğru karar sayılmazdı fakat soran olursa bir daha gözlerimi görüntüden çekemediğimi itiraf edecek kadar dürüsttüm. Sorun bende değildi, buna şahit olan herhangi bir gözün başka yöne dönmek istemeyeceğini adım gibi biliyordum.

FANTOM ETKİSİ doğa dönüyor Where stories live. Discover now