Bölüm 16

39.7K 1.1K 439
                                    

Benim için çok değerli olan oylarınızı vermeyi unutmayın. 🥰 iyi okumalar. 💜

Elim parmaklarımın arasındaki hançerle birlikte sarsıldı. İradem dışında gerçekleşen bu hareket, her zerreme zerk eden büyümün elimdeki hançere kan dökmesi için emir vermesinden kaynaklanıyordu. Buna rağmen büyüme itaat etmekte ısrarcı hançeri dizginlemek yeni bir deri gibi üzerime sinen korkuyu dizginlemekten daha kolaydı.

Tamam. O kadarda zor olamazdı, değil mi?

Berbat iki seçenek arasından daha az berbat olanı seçmem gerekiyordu.

Agiel camın önüne geçip perdeyi araladı. Sanki onun için her şeyin yolunda olma şekli buymuş gibi ıslık çalıyordu. Yalandan bir şaşırmayla kaşlarını kaldırdı. ''Ah, yoksa...'' İşaret parmağını cama dayadı. ''...şunlar peşimizdeki gladyatörler mi?'' Alayla gerginliği en üst seviyeye taşımaya çalışıyordu.

Yaşam kanımın kayıp defter için önemi barizdi ve bu topraklar kanım olmadan kurtuluştan bir adım daha uzaklaşacaktı. Bunun uğruna elimi bir kez daha kana bulamaktan çekinmemeliydim. Her gerekçeye rağmen öncesinde cinayet ve yaralamadan sorumlu değilmişim gibi korkuyordum.

Dişlerinin arasından sesli bir nefes çekerken başını olumsuz anlamda salladı. ''Ne yazık, bu tahmini süreyi kısaltabilir.''

Hançeri sıkıca kavradım. Lanet beni bulsun ki karar verme yetimi hayali atlılar koşturduğu için odaklanamıyordum. Belki Agiel'ı yok sayabilirdim. Belki de Agiel'ı yok edebilirdim. Agiel arkama geçip omuzlarımdan kavradı. Kollarımı silkelemek ve tutuşundan kurtulmak istesem de o anda dediğini yapmam sonucunda yeni kimliğin bana sağlayacağı faydayı düşünüyordum. Bana ve Araf'a. Beni kızın bir çift boş gözü önüne kadar itti. Duygudan yoksun bakışlarla karşı karşıya geldiğim an nefesimi tuttum. Topal şeytan. Bu çok zordu.

Agiel'ın sıcak dudakları kulağıma sürtününce sırtımdan bir ürperti yukarı tırmandı. ''Ona bir bak, zaten berbat bir hayatı var. '' Fısıltısı ancak şeytanın dudaklarında rastlanacak tonda günahkardı. Zihni boşaltılmış Labradorit'den daha hareketsiz durduğuma yemin edebilirdim.

Zaten berbat bir hayatı var. Zaten berbat bir hayatı var. Zaten berbat bir hayatı var.

''Çok merhametliysen ona bu iyiliği yap. Onu azat et.'' Artık göğsü tamamen sırtıma dayanmıştı. Elleri omuzlarımdan aşağı inip ellerimi kavradı. Tüm irademi yitirmiş gibi buna yapmasına izin verdim. Sanki bu şekilde olması üzerime düşen vicdan azabını paylara bölecekmiş gibi.

Artık iki elimde hançeri kavramışken onun elleri benimkilerin üzerine kapanmıştı. O bir kumandaydı, bense hançerin oynadığı rolü üstlenmiştim. Agiel'ın elleri hançeri çıplak iki memenin ortasına koymamı sağladı. Az sonra ilk kez kendi irademle kan dökecek ve bundan böyle cinayetin rengini ellerimde taşıyacaktım.

''Ölecek mi?'' Sesim bir nefes kadar kısık çıkmıştı.

''Onun için acısız ve hızlı olacak. Tıpkı ayağının altından halıyı kaydırmışsın gibi.'' Dudaklarıma kadar yükselen hıçkırığı geri gönderdim. Öyle ki ağlamamak için gösterdiğim çabadan ötürü boğazım ağrıyordu.

Dokunuşunun altında rahatsızca kıpırdanırken parmağımın ucu kızın tenine değdi. Bir sonraki saniye bedenimde öncesinde var olmayan sesler duyuyordum. Benimki dışında bir kalp atımı, zihnimde yankılanan düzensiz soluklar ve çığlıklar. Olduğum yerde irkildim. Tüm bunları Agiel'ın duymadığına neredeyse emindim.

Beklenti içinde avucumu kızın gerdanına dayadım. Bununla birlikte Agiel'ın ne yaptığıma dair sorularını duymakta zorlanır olmuştum. Onu görüyordum, sanki ruhu küçülmüş ve kafasının arkasında bir yere hapsolmuştu. Ağzından bir hıçkırık daha kaçarken büyümün kadife duvarlarını yumrukladı.

FANTOM ETKİSİ doğa dönüyor Where stories live. Discover now