10.bölüm

132 27 285
                                    

Yazar'dan : Yarım saatlik bir sorgulama sonrası Yavuz suçsuz olduğunu kanıtlamıştı fakat karşısındaki polis amiri Fırat'ın isteği üzere Yavuzun yakasın bırakmayacaktı ve Yavuz bunun farkındaydı . Sabıkalı olması,  geçmişte hapse düşmesi ve bir takım karanlık işlere karışması Yavuzun aleyhine işliyordu . Geçmişi ile ilgili konularda polis Yavuzu sıkıştırmaya çalıştıkça Yavuz geçmişe gidiyor o kabus gibi günler hatırlamak ona çok kötü etki ediyordu  . Tüm bunlara rağmen Yavuz büyük bir başarı ile polisin verdiği her sorunun altından kalka biliyordu  .  1 saatin tamamında  en nihayet  Yavuz  serbest kala bilmişti .

Polis: Git fakat seni aradığımız zaman ulaşmazsak hiçte iyi şeyler olmaz .

Yavuz: Merak etmeyin kaçacak değilim bir suçum yok zaten içim rahat .

Polis:Dilin çok uzun dikkat et .

Yavuz: Ben gerçeği söylüyorum memur bey .

Polis: Çok konuşma bence , hiç iyi olmaz .

Yavuz: Tamam memur bey iyi günler demişti hafiften  alaycı bi tavırla .

Polis: Görüşürüz Yavuz bey .

Yavuz: Allah korusun memur bey. Neyse bana eyvallah deyip asansöre doğru ilerlemişti.

Yavuz her ne kadar sinirli olsa da  bunu pek belli etmemeye çalışıyordu .  Karşısındaki bu ukala adam onun tüm sinir sistemini bozmuştu . Yavuz sinirli bir şekilde emniyeti terk ederken birden yanından geçen bir adamın ona Yavuz demesi ile durdu .

Yavuz: Aa Berk senin ne işin var burada?

Berk Enginin üniversiteden arkadaşıydı  . Bir süre  İstanbul da yaşamış  ve daha sonra ailesinden dolayı Ayvacık'a  geri dönmek zorunda kalmıştı . Bu tayin işi onun kariyerinde gerilemeye neden olsa da ailesi , eşi ve çocukları ile burada huzur içinde yaşamak onun için her şeyden daha güzeldi .

Berk: Asıl senin ne işin var olum  ? Ben polisim normaldir buralarda olmam dimi?

Yavuz : Sorma ya aldık başımıza bir bela .

Berk: Nasıl bir bela bu ?

Yavuz: Uzun mesele öyle ayaküstü anlatılacak bir şey değil .

Berk: Tamam o zaman gel benimle şurada bir çay bahçesi var oturalım  anlat bana.

Yavuz: Tamam olur bana uyar . Gerçi gece gece senide meşgul etmek istemem ama .

Berk: Oğlum ben polisim alışkınım uzun gecelere hem daha saat 11 bile değil , içimde sıkılıyor konuşalım işte .

Yavuz: Tamam tamam sustum  .

Yavuz ve Berk emniyetin  çay bahçesine gitmiş ve Yavuz başından geçenleri birer birer anlatmaya başlamıştı .

Yavuz yaşadıklarını Berke anlatırken nihayet Azize gözlerini açmıştı . Genç kadın her ne kadar iyi gözükmeye çalışsa da vücudundaki çeşitli  ezikler ve ameliyat yarası onun canını çok yakıyordu . Azize uyanır uyanmaz Funda doktor  Ela ve Ezgi'yi Azize'nin yanına almıştı . Küçük Ela annesini görür görmez ona sarılmış ve Azize'nin o güzel kokusunu içine çekmişti . Keza Azize de küçük kızının kokusunu ciğerlerine çekmekten büyük zevk  alıyor bu ona huzur veriyordu .

Ela: Anne'cim kendini nasıl hissediyorsun?

Azize: Merak etme kızım ben gayet iyiyim .

Ela : İyi olmana sevindim annecim . Biliyor musun doktor teyze senin çok güçlü bir kadın olduğunu söyledi .

Azize: Öyle mi ?

Ela: Evet öyle .

Azize: Peki doktor teyzen benim gücümün sırrını da biliyor mu kelebeğim ?

Kurtarıcım ( Hantol ) Where stories live. Discover now