41.bölüm

43 9 144
                                    

Yazar'dan: Sabah uyanır uyanmaz  hızlıca hazırlanmış , kahvaltısını yapmış ve evi terk etmişdi Engin . Bu gün yine yoğun bir gündü onun için hem Azize'nin davası hem de sabah uyanırken aldığı heberler bu günün yoğun olacağının habercisiydi . Emniyete vardığında saat dokuzu 15 geçiyordu . Hemen  odasının yolunu tutmuşdu . Kapıda elinde dosya olan bir polis memuru onu bekliyordu . Dosyayı aldıktan sonra polis memuruna teşekkür etmiş ve içeri geçmişdi .

Dün gece yaşanan olayların dosyasıydı bu  . Bir adam 3 genci pompalı tüfekle ağır yaralamış , gençlerden biri hastaneye varmadan ölmüşdü . Adam olay  yerini anında terk etmiş ve bir daha görülmemişdi . Neyse ki Enginin ekibinden Eda adamın kim olduğunu tesbit ede bilmişdi . Engin dosyayı iyice inceledikten sonra ekibi toplantı odasına toplamış ve olayla ilgili fikirlerini söylemiş bir operasyon planı hazırlamışlardı .

Enginin tam aksine Yavuz için gün o kadar hızlı başlamamışdı . Her zaman erkenci olan Yavuz bu sabah her zamankinden geç uyanmışdı . Uyanıp saate  baktığında saat 9u gösteriyordu . Normal de 7 buçukda kalkması gerekirdi ama nedense bu gün uykusu baya ağır  basmışdı.  Tüm işlerini hall edip , üzerini de giyindikten sonra aşağı inmişdi . Herkes çoktan  uyanmış hatta kalvaltı sofrasındaki yerini almışdı .

Yavuz: Günaydın millet.

Ela: Günaydın Yavuz abi .

Azize: Günaydın.

Kemâl: Günaydın  oğlum .

Yavuz: Beni neden uyandırmadınız ?

Kemâl: Aslında uyandırmaya geliyordum ama yukarıda sesler duyunca uyandığını anladım .

Yavuz: Bu gün bana ne oldu anlayamadım uyuyup kalmışım.

Kemâl: Her zaman erkenci olacaksın diye bir şey yok evladım. Onu boş ver de  masaya  geç kalvaltımızı yapalım .

Yavuz: Tamam kızma reis .

Azize: Çay yada kahve ister misin ?

Yavuz: Sen zahmet etme ben alırım Azize... demiş çaydanlığı almış ve kendisine çay  koymuşdu .

Bu sabah kahvaltı oldukça sessiz geçmişdi . Kahvaltıdan sonra Yavuz ve Azize hemen hızlıca masayı toplamış , o sırada Kemâl bey ve Ela ise dışarıdaki salıncakta sallanmışdı. Mutfak da  işler bittikten sonra Yavuz Azize'ye "Benim yukarıda  biraz işim var sen dinlen yada babamla Ela'nın yanına git " demiş ve çamaşır odasına doğru yola koyulmuşdu . Azize ise sürahiye muslukdan su doldurmuş Kemâl beyin evinden getirdiği saksıdaki çiçekleri sulamak için pencere kenarına doğru yürümüşdü. Buradan Kemâl bey  ve Elanın salıncakda çok eğlendiğini görmek mümkündü . Azize gerçekten ilk kez Ela'yı bu kadar  mutlu görüyordu . Bu son bir kaç gün küçük kız sanki neşe saçıyordu . Bu 5 yıllık küçücük yaşantısında onca şey yaşadıktan sonra kızının bu kadar  mutlu olması bir anne olarak Azize'yi çok mutlu ediyordu . Şuan Allahtan tek dileği küçük kızını hep böyle mutlu görmekdi . Dakikalar sonra Ela salıncakda salınmayı bırakmış  ikili bir ağacın gölgesine geçerken oturmuşdu .

Yavuz çamaşırları makineye atıp makineyi çalıştırmış ardından elektrikli süpürgeyi alıp önce kendi odasını , sonra ise Kemâl beyin odasını süpürmüşdü. Ev neredeyse hiç pislenmediğinden bu iş çok çabuk bitmişdi . Derken Azize'nin koridorda belirdiğini görmüşdü Yavuz .

Azize: Neden temizlik için yardımı etmemi istemedin ?

Yavuz: Senin yorulmana  hiç gerek yok sadece bir süpürdüm hem , başka bir şey yapmadım ki . Ama istersen sizin odayı temizleye  bilirsin çünkü oraya  sana söylemeden girmek istemedim .

Kurtarıcım ( Hantol ) Where stories live. Discover now