67.bölüm

28 9 114
                                    

Genç adam sabah uyandığında saat 8i gösteriyordu . Uyandıktan sonra kendisine gelmesi 5 dakika sürmüşdü. Fakat ayağa kalkmaya yeltendiyinde tüm kaslarının ağrıdığını hissetmişdi . Dün yaptığı antreman uzun yıllardan sonra ona hiç iyi  gelmemişti . Yapacak bir şey yok diye düşünüp ihtiyaçlarnı gidermek için banyoya doğru yürümüştü.

Yavuz daha yeni uyanırken Alem 1 saat önceden uyanmış ve mutfağa geçerek kahvaltı hazırlamaya koyulmuşdu. İki adet yumurtayı kaysı kıvamına gelinceyedek haşlanması için ocakta kaynayan suya bırakan Alem , yumurtalar kaynarken bir yandanda beyaz peyniri  dilimlemiş ve tabağa almıştı . Ardından çayı demlenmeğe bırakmış ve diğer kahvaltılıkları hazırlamışdı. Böylecek yarım saatin ardından bol çeşitli ve  bol proteyinli bir kahvaltı sofrası hazırlamışdı genç kadın.

Yavuz banyodan çıkıp salona geldiğinde Alemin hazırladığı nefis sofratla karşılaşmıştı . Hemen masadaki zeytin tabağından bir zeytini ağzına atan genç adam mutfağa doğru yürümüş ve mutfakta bardaklara  çay koyan Aleme
"Günaydın" diye seslenmişdi .

Alem: Günaydın Yavuz . Ne zaman uyandın ?

Yavuz: Az önce . Sen baya erken kalkmışsın anlaşılan hakkını vermem lazım sofra  çok güzel ve iştah açıcı gözüküyor.

Alem: Evet 1 saat falan oldu uyanalı ve teşekkür ederim . Hadi o zaman biran önce geçelim masaya .

Yavuz: Hay hay bana uyar demiş ve eliyle nazikçe Aleme yol göstermişti .

Kahvaltı sofrasına geçen ikili birlikte güzel bir kahvaltı yalarken Yavuzun evinde de durum aynıydı . Kemal bey sabah erkenden kalkmış ve güzel bir sofra kurmuştu . Azize , Ela  ve Ufuk bey de uyanınca  dördü birlikte kahvaltı etmişdi güzelce. Kahvaltı sırasında Azize Kemal beye "Yavuz dün evden çıktıktan sonra  hiç sizi aradı mı Kemal baba?"  diye sormuşdu .

Kemal: Yok kızın hiç aramadı . Bende erken uyuyunca  aramayı unuttum açıkçası . Bir şey mi vardı?

Azize: Yok öylesine sadece genelde  haber verir de  o yüzden . Hem dün Ezgi ve Pınar hanımıda havaalanına bıraktı her zaman onları havaalanına bırakınca arayıp haber veriridi .

Kemal: Anladım kızım belki de  o da unutmuşdur .

Azize: Belki de diye gülümsemiş ve kahvaltısını yapmaya devam etmişdi .

Yavuz ve Alem  kahvaltı sırasında pek fazla konuşmamış kahvaltının hemen ardından birlikte masayı toplamışdı.
Yavuzun yürüyüşündeki bozulma hemen Alemin gözüne çarpmışdı .  Bunun kas ağrılarının sonuçu olduğunu anlayan Alem "Sanırım biraz kas gevşetici krem ve masaj sana iyi gele bilir." diye seslenmişti Yavuza.

Biraz dalgın olan Yavuz boğazının temizleyerek : Ne? demişti sadece.

Alem: Kasların için diyorum biraz kas gevşetici krem ve masaj iyi gele bilir.

Yavuz: İyiyim ya ben .

Alem: Doğru dürüst yürüyemiyorsun bile. Bulaşıkları makinaya yerleştireyim hemen bir masaj yaparım sana.

Yavuz: Gerek yok ya.

Alem: İtiraz kabul edilmiyor demiş ve bulaşıkları makineye yerleştirip ardından makineyi çalıştırmış ve Yavuza gidip üstünü çıkarıp koltuğa uzanmasını söylemişdi . Kendisi ise odasına geçip bir kas gevşetici krem almış ve geri dönmüşdü. Geri geldiğinde Yavuz üstünü   çıkarmış ve yüzüstü koktuğa uzanmıştı . Hemen kremden bir miktar eline sıkan Alem kremi biraz ısıtmış ve daha sonra Yavuzun sırtına , omuz ve kollarına sürerek masaj yapmaya başlamışdı .

Kurtarıcım ( Hantol ) Where stories live. Discover now