43.bölüm

38 9 98
                                    

Yazar'dan: Enginin telefonunu açan Oya her ne kadar az önce tedirgin olsa da  ondan aldığı haber karşısında  çok mutlu olmuşdu .

Oya: Efendim  hayatım.

Engin: Merhaba güzelim .  Neredesin?

Oya: Yavuz  ve Azize'nin yanındayım canım .

Engin: Çok güzel size harika haberlerim var .

Oya: Bunu duyduğuma sevindim . Dur  telefonu  hoperlöre alayım sonra konuş demiş ve  telefonu hoperlöre almışdı ve eklemişdi . Buyur canım seni dinliyoruz .

Engin: Az önce Ufuk bey buradaydı . Bana bir senet verdi ona da Ferit vermiş  . Bu senet kesinlikle  Fıratın sonu olacak . Artık tamamen rahat bir nefes ala bilirsiniz . Fırat defteri kapanıyor ...demişdi sesinden  ne  kadar  sevinçli olduğu belliydi. Bu duydukları Azize ve diğerlerini en az onun kadar  mutlu etmişdi.

Azize: Bu harika bir  haber Engin . Bak Oya sende tedirgin oluyordun boşuna .

Engin: Hiç kimse  tedirgin olmasın . Bu aklı iki karış havada olan insanlar kendi elleriyle  kendi sonlarını yazdılar. Zeki zann etmişdim onları ama üst üste hata  yapmaları bu fikirlerimi çürüttü .

Yavuz: Şimdi ne yapacaksın?

Engin: Hiç Yekta ve Fıratı bir ziyaret edeceğim bakalım  nasıllar.

Oya: Tamam  o zaman canım . Sen işine bak , verdiğin güzel haber beni ziyadesiyle memnun etti .

Engin: Tamamdır bitanem  . Kalın sağlıcakla demiş ve  telefonu kapatmışdı . Oya artık tamamile  boşuna endişe duyduğunun farkındaydı .

Yazar'dan: Dünden beri birlikde  aynı parmaklıklar arkasında olan Fırat ve Yekta oldukça gergin  bir halde idiler .
İkiside burada tamamen dış dünyadan bağımsız  yaşıyordu . Engin onların  ne tür insanlar olduğunu bildiği için dışarısıyla olan  başlantılarını tamamen  kesmişdi . Ama  tabi ki bunu sonsuzadek sürdüremezdi aksi taktirde başına  yine  bir bela alırdı . Ne de olsa yasalar gereği hiç değilse avukatları ile görüşme hakkına sahipdi bu iki suçlu.

Engin tamda onları ziyaret etmek için nezarethanenin yolunu tutmuşken bir polis memuru onu arayıp Yekta ve Fıratın avukatlarının geldiğini ve ısrarla görüşme talep ettiklerini söylemişdi . Yapacak bir şey yokdu ,Engin onların avukatları ile görüşmesine engel olamazdı. Zira artık buna  gerekte  kalmamışdı . Bu işin sonununda kimin kazanıp kimin  kaybedeceği belliydi . Hele ki bu iki eksi ortağın tek kaçış yolunun suçu bir birilerinin üzerine atmakdan başka bir çaresinin olmadığını göz önünde bulundurursak .

Dakikalar sonra Engin nezarethanedeydi . Fırat ve Yekta avukatları ile görüşmezden önce Engin onları görmeğe  gelmişdi . İkisinin de gerginlikleri yüzlerinden okunuyordu ki buda Engine zevk veriyordu .

Engin: Eski dostlar , yeni düşmanlar ne yapıyor sunuz? Duyduğum kadarıyla hiç konuşmuyormuşsunuz . Ayıp değil mi ama iki dost yan-yana olur mu hiç öyle? ... Enginin her  kelimesi Fırat ve Yektayı gıcık ediyordu ki bu tam da Enginin istediği şeydi .

Yekta: Neden burada sınız komiserim?

Engin: Burası benim emniyetim Yekta'cım hatırlatırım .

Yekta: Emniyetinizde bize pek iyi davrandıkları söylenemez .

Engin: Kapıldığın düşünce oldukça yanlış . Buradaki her bir polis her kese eşit davranır . Sizin de bir ayrıcalığınızın olmadığını var sayarsak size iyi davranmaları gerektiğini düşünmüyorum ... Enginin lafına karşılık Yektanın vere bileceği bir cevap yokdu . Bunu gören Fırat hemen ortaya atlamışdı .

Kurtarıcım ( Hantol ) Where stories live. Discover now