69.bölüm

33 10 164
                                    

Kahvaltı sırasında Yavuzun yüzündeki yaralar küçük Ela'nın dikkatini çekmiş küçük kız "Yavuz abi yüzüne ne oldu ?" diye soru vermişti Yavuza . Yavuzsa karşılığında "Sadece  küçük bir iş kazası Kelebek" diye küçük kızın sorusunu cevaplamıştı . Kahvaltının hemen ardındansa Azize ilk yardım çantasını almış ve Yavuzu karşısına alarak onun yaralarına pansuman yapmıştı.

Azize: Hala inanamıyorum böyle bir şey nasıl olur!

Yavuz: İnanamayacak bir şey yok Azize. Yani haberlerde az mı gördük böyle olayları!

Azize: Orası da  öyle tabi de .

Yavuz: De? Lütfen Azize yani size yalan mı söyleyeceğim?Bir olay işte yaşandı ve bitti . Bunu düşünmenin manası yok , unut gitsin lütfen.

Azize: Peki öyle olsun.

Yavuz: Güzel. Şimdi izninle ben odama çıkıp biraz dinleneceğim diyerek oturduğu yerden kalkmış ve merdivenlere doğru ilerlemişdi.

Azize: Elbette diye bakmıştı Yavuzun arkasından.

Azize'nin ona  inanmamış olması Yavuzu  germişti . Genç kadının her şeyi böyle sorguluyor olması Yavuzu hiç memnun etmiyordu . O yüzden en iyisi onun daha fazla konuşmasına izin vermeden oradan uzaklaşmaktı.

Yavuz evdekilerin özellikle Azize'nin sorularından kaçıp odasına çekilirken Alem de Adil beyin radarına yakalanmışdı. Genç kadın iş yerine geldiğinde babası Adil bey onu kapıda karşılamıştı. Babasını karşısında gören Alem yalancı bir şaşırmayla " Aa babacım geldin demek! Seni görmek ne güzel" demişti.

Adil bey Alemi taklit ederek " Aa kızım seni görmekte öyle " demiş bir kaç saniyelik sessizliğin ardından eklemişdi...

Adil: Babanı hiç arayıp sormamanın nedenini öğrene bilir miyim kızım?

Alem: İnan çok yoğundum babacım .

Adil: Ne yoğunluğu bu kızım saat yeddi buçukta  burayı kapatıp eve gidiyorsun.

Alem: Aa aşk olsun baba sende 3 gündür  yoksun şehirde tüm işler bana kaldı. Burayı tek başına çekip çevirmek kolay mı?!

Adil: Hadi hadi lafı dolaştırma . Hem ben kefyimden gitmedim memlekete dedenden kalma şu arsa meselesi beni çok yordu .

Alem: Seni arsa meselesi beni de  burası yordu işte baba . Hem ben seni aradım sen açmadın .

Adil: Bir kez aramışsın Alem 1 kez.

Alem: Ne farkeder baba önemli olan aramış olmam.

Adil: Tabi efendim tabi .  Hadi anlat bakalım neler karıştırıyorsun . Seni bir adamla görmüşler bizim çocuklar.

Alem: Ay ne var bunda baba arkadaşımız olamaz mı?

Adil: Nasıl bir arkadaş bu Alem hanım.

Alem: Sıradan bir arkadaş babacım .

Adil: Sıradan?! Peki o sıradan arkadaş ne istiyor senden?

Alem: Hiç bir şey öylesine buluşmuştuk işte. Yani baba sende 18im de kıskanmadın beni 25ime gelince mi kıskanasın geldi?

Adil: Kıskanma değil kızım . Ben sadece kızımın kimlerle görüştüğünü  bilmek istiyorum.

Alem: E bildin işte baba okuldan kalma eski bir arkadaş İstanbula gelmiş bir görüşelim dedi bende kabul ettim olan bu . Neyse hadi tutma beni zaten trafikten dolayı geç kaldım bir sürü işim var.

Kurtarıcım ( Hantol ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin