49.bölüm

56 9 280
                                    

Yazar'dan : Eve doğru yola çıktıklarında saat insanların iş çıkışına  denk geldiğinden  trafik bir hayli yoğun idi . Bu nedenle anca 1 saatte eve vara bilmişlerdi . Neyseki tam yemek saatinde evde idiler . Kemâl bey ve Ela el birliğiyle masayı daha yeni kurmuşlardı ki küçük kız araba sesini duymuş "Annemler geldi Kemâl dede ! Annemler geldi !"  diye sevincle kapıya doğru koşmuşdu .

Yavuz  ve Azize daha arabadan inmeden küçük kızın kapıyı açıp onlara  doğru geldiğini görmüşlerdi . Bu her ikisini güldürmüşdü . İkili hemen arabadan inmiş ve onlara doğru koşarak gelen küçük kızı gülücüklerle karşılamışlardı .
Küçük Ela hemen annesine sarılmış ve merak dolu bakışlarını annesinin ve Yavuz abisinin  üzerine dikerek onlara sorular yöneltmişdi .

Ela: Bir sürü şey aldınız değil mi anne? Çok mu çiçek aldınız? Ya yastıklar ? Boya aldınız mı ? Hadi hemen eşyaları indirin  ne  aldığınızı görmek istiyorum  çok merak ettim hepsini.

Azize: Kızım biraz yavaş sorularına  yetişemiyorum .

Ela: Ama ne yapayım annecim çok merak ediyorum .

Yavuz: O her halinden belli ki güzelim . Hadi gel göstereyim hepsini sana hem eşyaları yavaş yavaş indirmiş oluruz bagajdan .

Ela: Tamam Yavuz abi diyerek Yavuzla  birlikde bagaja doğru yürümüşdü .

Yavuz bagajı açıp aldıkları şeyleri göz ucu küçük Ela'ya gösterirken Kemâl bey de çıka gelmişdi . Kemâl beyin de yardımıyla hep birlikde alınan şeyleri arabadan indirmiş ev taşımışlardı . Azize ve Ela minder ve yastıkları birinci katta Yavuzun eskiden beri depo gibi kullandığı odaya tamışdı . Bu sırada Kemâl bey ve Yavuz ise çiçekleri ve boyaları bahçeye açılan balkona taşımışlardı . Zaten yarın sabah çiçekler ekilip boyamalar yapılacağı için onları depoya koymaya gerek yokdu . Suda beklemesi gereken çiçekler içi yarısına kadar su dolu bir kaç büyük vazoya alındıktan sonra işlerini tamamlamışlardı artık rahatça yemek masasına geçe  bilirlerdi .

Herkes elini yüzünü  yıkamış hemen ardından masaya geçmişdi. Her zaman akşamları fazla ve ağır yemek yememeğe özen gösteren Kemâl bey  bu akşam içinde hafif bir şeyler hazırlamışdı . Kemal beyin yaptığı kabak dolması , soğuk yoğut çorbası   ve yeşillik salatası akşam yemeği için gayet yeterli idi .

Yemeğin hemen ardından küçük kız çiçekleri iyice incelemek için annesiyle birlikle balkona çıkmışdı . Çiçeklerin ismini birer birer öğrenen küçük Ela onları çok beğendiğini ve onları ekerken  Yavuz abisine yardım etmek isteğini bildirmişdi . Azize ise bu durumu oldukça hoş karşılamış ve üzerini fazla kirletmemesi şartıyla  buna  izin verdiğini söylemişdi .

Böyle yoğun ve yorucu günün ardından Yavuz erken uyuma kararı almışdı . Saat  11 olduğunda herkese iyi geceler dilemiş ve artık yatmak için odasına doğru yönelmişdi . Tıpkı Yavuz gibi Azize ve Kemâl bey de kısa  bir süre sonra uyumaya gitmişlerdi . Sabah oldukça yoğun geçecekdi o yüzden her birinin iyice dinlenmesi güne erken başlamaları için önemli idi . Onları huzurlu bir şekilde yataklarında uyurken Fırat onlardan uzakta  bir hücrede , rahat olmayan bir yatakta, son derece berbat  bir ruh haliyle uyumaya çalışıyordu . Kafasında bir sürü senaryo kursada  bunun hiç bir önemi yokdu daha uzun yıllar o hücre de tek başına çaresizce kalacak ve yaptıklarının bedelini ödeyecekdi.

Sabah herkes için çok güzel başlamışdı . Gece herkes erkenden uyuduğu için sabah da erkenden kalkmışdı . Oldukça yoğun bir gün olacağını göz önünde bulundurunca  bu çok iyi bir şeydi . Hızlıca kahvaltılarını yaptıktan sonra biran önce bu gün için planlanan işleri görmek üzere hazırlanmışlardı . Şanslarına bu gün hava daha serindi ve bu yoğun çalışma temposunda onlara   iyi gelecek şeylerden ikincisiydi . Birinci şey ise Kemâl beyin dün aldığı meylerden  harika bir limonata hazırlıyıp buz dolabına koymasıydı . 

Kurtarıcım ( Hantol ) Onde histórias criam vida. Descubra agora