çok güzelsin hyunjin

1.9K 158 53
                                    

Yemekhaneden neredeyse koşarak uzaklaşırken, telefonunu zar zor sokabilmişti cebine. Adımları, voleybol takımları için yapılan spor salonuna ilerlerken, dalgınlığına sövüyordu bir yandan da.

Söz vermişti ve az daha dursa unutacaktı.

Spor salonunun kapısına geldiği gibi derin bir nefes almış ve kapıyı ittirerek açmıştı. Okullar arası maçlardan bazıları okudukları okulda yapıldığı için küçük bir tribün kısmı da vardı spor salonunda. Hızlı ama sessiz adımlarla tribün kısmına ilerlerken, göz ucuyla takımın antrenmanını izliyordu bir yandan.

"Hongjoong, kurtar!" Yapılan blok ile geriye gönderilen topun ardından, Taehyun ve Jeongin'in aynı anda bağrışı yükselmişti biranda.

Hyunjin tribüne geçip otururken, Hongjoong topu kurtarmış ve yükselttiği topu Jay karşılayıp Jeongin'in tam eline denk gelecek şekilde pas atmış ve Jeongin'in attığı smaç sayı almalarını sağlamıştı.

Ana kadro ve yedekler yapıyordu şu an maçı. Normalde takımları kararak yaparlardı antrenmanları, fakat bu sefer ayrı ayrı yapıp. değişiklik yapmaya karar vermişlerdi.

Jeongin oyun heyecanıyla Hyunjin'in geldiğini fark etmezken, servis tekrar atılmış ve oyuna geçilmişti bile.

Top filenin iki tarafında gidip gelirken, maç devam ediyordu. Hyunjin'in tüm dikkati, tüm ciddiyetiyle oynayan Jeongin'deydi ve izlerken nefesinin kesildiğini hissediyordu.

Terden üzerine yapışmış beyaz, kolsuz tişörtü yapılı sırtını fazlasıyla belli ederken, paçalarını sürekli yukarıya çektiği şortu ise bacaklarını açıkta bırakıyordu. Birbirine girmiş saçları ve terden parlayan teniyle, başkasında olsa iğrenç gelecek görüntü, konu Jeongin olunca fazlasıyla etkileyici oluyordu.

"Gözlerinle yedin bitirdin çocuğu. Anlamadım yani, Jeongin'den bahsediyoruz sonuçta." Gelen ses ile irkilmiş ve bakışlarını yanına ne ara geldiğini anlayamadığı Beomgyu'ya çevirmişti.

"Sen ne zamandan beri buradasın acaba?" Beomgyu burnundan gülmüş ve gözlerini sahadaki sevgilisinden ayırmadan cevaplamıştı.

"Bir süredir, ama Jeongin'i izlerken neredeyse salyalarını akıtacağını fark edebileceğim kadar uzun bir süredir." Hyunjin, dudaklarını birbirine bastırmış ve bakışlarını sahaya çevirmişti.

"Sevgili misiniz?" Beomgyu'nun sorusuyla afallamıştı Hyunjin.

"Hayır, hayır değiliz."

"Yakışırdınız." Hyunjin alt dudağını ısırmış ve sessiz kalmayı tercih etmişti.

Oyun tüm hızıyla devam ederken, yedeklerin olduğu takım yeniliyordu. Hyunjin, oyundansa yine Jeongin'i izlemeyi tercih etmişti.

Oturduğu yerde bağdaş kurmuş ve dirseğini bacağına yaslayıp elini çenesine koymuştu. Yüzündeki hafif gülümsemeyle Jeongin'i izlerken, Jeongin cidden fazlasıyla etkileyiciydi.

Jeongin, bakışlarını anlık olarak tribüne çevirmişti. Dikkatli bakmamasından ötürü tam olarak göremediği, fakat birilerinin oturduğunu anladığı tribüne tekrar bakma ihtiyacı duymuştu.

Kendisini izleyen bedenle gözlerinin buluşmasıyla birlikte, tribünlerdeki beden daha büyük gülümsemişti ve el sallamıştı.

Jeongin'in gözleri, Hyunjin'in gülümsemesinde takılı kalırken, kendisine gelen topu ve ona bağıran arkadaşlarını fark etmemişti.

Gözleri sadece Hyunjin'deyken, güzelliğiyle büyüklenmiş gibiydi.

Tabii bu büyü, kafasına gelen top ve hazırlıksız yakalanmasının sonucu olarak kendisini yerde bulmasıyla son bulmuştu.

big dick boys, skzWhere stories live. Discover now